Prof. Dr. Murat Yılmaz (Köşe Yazısı) SAĞLIKÇA - ŞEKER HASTALARI RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTABİLİR Mİ? - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

20 Mayıs 2024 - 10:30

Prof. Dr. Murat Yılmaz (Köşe Yazısı) SAĞLIKÇA – ŞEKER HASTALARI RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTABİLİR Mİ?

reklam
Prof. Dr. Murat Yılmaz (Köşe Yazısı) SAĞLIKÇA – ŞEKER HASTALARI RAMAZAN AYINDA ORUÇ TUTABİLİR Mİ?
Son Güncelleme :

29 Mart 2023 - 16:08

274 views
reklam -->

Ramazan Ayı, tüm İslam ülke halklarında olduğu gibi halkımızın da büyük bir özlemle beklediği bir aydır. Şeker hastaları da dini ibadetlerini yerine getirmek istemektedirler. Bununla beraber şeker hastaları oruç tuttuklarında dört ana sorunla karşılaşırlar:

1-Hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü)

2-Kan şekeri yüksekliği

3-Sıvı kaybı

4-Tromboza eğilim

Şeker hastalarında hipoglisemi özellikle kaçınılması gereken bir durumdur. Hipoglisemi riski, Tip 1 şeker hastalarında 3-4 kat, Tip 2 şeker hastalarında ise 7.5 kat kadar fazladır. Hipoglisemi, özellikle insülin salgılatıcı ilaçlar ve insülin kullanan olgularda sık görülmektedir. Hipoglisemi, yaşlı kişilerde, kalp hastalığı olan kişilerde, beyin felci olan olgularda büyük tehlike oluşturmaktadır. Kalp krizini tetikleyebilmekte ve hatta zamanında müdahale edilemezse ölüme bile neden olabilmektedir. Bu nedenle şeker hastalığının kontrolünü sağlarken hipoglisemiden kaçınılmalıdır. İnsülin salgılatıcı ilaç ve insülin kullanan hastalar oruç tuttuklarında uzun süre aç kalmaktadırlar, bu uzun süren açlık döneminde hipoglisemiye yatkınlık artmaktadır. Hipoglisemiden korunmak için bu kişilerin 3 ana 3 ara öğün almaları gerekmektedir. Ancak Ramazan Ayında bu beslenme düzenine olanak yoktur.

Şeker hastalığının tedavisinde beslenme düzeni oldukça önemlidir. Beslenme düzeninde 3 ana ve 3 ara öğün temel olarak alınmalıdır. Bu öğünler kan şekeri ayarının sağlanmasında ve hipoglisemiden korunmada önemlidir. Bununla beraber oruç tutan hastalar akşama kadar aç kalırlar ve akşam iftarda ise birden fazla miktarda gıda alırlar. Bu dönemde gündüz aç kalınan dönemde kan şekeri düşme eğilimindedir, bununla beraber iftar sonrasında ise kan şekerinde ani yükselmeler oluşur. Şeker hastalığının kontrolünde hem açlık kan şekeri hem de tokluk kan şekeri önemlidir. Tokluk kan şekeri birçok hasta tarafından ihmal edilmektedir. Tokluk kan şekeri açlık kan şekerinde olduğu gibi şeker hastalığının kronik komplikasyonlarında ve özellikle de kalp hastalığı için önemli oranda risk taşır. Oruç tutan olgularda iftar sonrası sahura kadar tokluk kan şekeri yüksekliği devam edebilmektedir.

Özellikle yaz aylarında sıvı kaybı fazla olmaktadır. Şeker hastalarında ve özellikle yaşlı şeker hastalarında sıvı kaybı önemli sorunlara yol açar. Uzun süre susuz kalınması tansiyonun düşmesine, bayılmaya, düşmeye, düşme sonucu özellikle yaşlı hastalarda kemik kırığı oluşma riskinin artmasına, pıhtılaşma bozukluklarına yol açabilmektedir. Pıhtılaşma bozuklukları sonrası emboli atabilir, bunun sonucu olarak inme (felç) ve kalp krizi geçirebilirler. Hiperglisemi olasılığı Tip 1 şeker hastalarında 3 kat, Tip 2 şeker hastalarında 7 kat fazladır. Tip 1 şeker hastalıklı olgularda kan şekeri kontrol altında değilse oruç tutulduğunda ketoasidoz koması sık görülebilmektedir. Yaşlı olgularda sıvı alımı azalırsa şeker yüksekliğine bağlı şeker koması görülebilir, ayrıca böbrek fonksiyonları sınırda olan olgularda hastalığın ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle şeker hastaları yeteri kadar sıvı almalıdırlar, uzun süre sıvısız kalmamalıdırlar.

Şeker hastalarını oruç tutmaları açısından yüksek, orta ve düşük riskli olarak 3 gruba ayırabiliriz.

Sık hipoglisemi atağı geçiren olgular, hipoglisemiye girdiklerini fark edemeyen olgular, kan şekeri kontrol altında olmayan olgular, insülin tedavisi alan olgular, tip 1 şeker hastalıklı olgular, hamile diyabetliler, kontrolsüz kan basınç yüksekliği, ileri evre kalp hastalığı olan hastalar, kronik böbrek hastalıklı yada diyaliz tedavisi alan olgular, yalnız yaşayan ve yaşlı olgular yüksek riskli hastalar grubuna girmektedirler. Birden fazla ağızdan ilaç kullanan hastalar orta risk grubuna dahil edilirken, yalnızca diyet tedavisi alan yada insülin salgılatıcı ilaç kullanmayan olgular ise düşük risk grubuna dahil edilebilirler.

İnsülin salgılatıcı ilaç ve insülin kullanan; kan şekeri ayarı iyi olmayan ve yüksek risk grubunda olan olguların oruç tutmamalıdırlar. Bu hastaların oruç tutmaları sağlıkları açısından tehlikeli sonuçlara neden olabilir.  Gene orta risk grubundaki hastalarda oruç tutmamalıdırlar. Bununla beraber insülin salgılatıcı ilaçlar ve insülin dışında diğer ilaçları kullanan, diyetle kan şekeri düzenlenen düşük riskli hastalar oruç tutabilirler. Ancak bu olguların Ramazan Ayı öncesinde mutlaka kendilerini takip eden doktorlarıyla ve diyet uzmanıyla görüşmelidirler. İlaç kullanma zamanları Ramazan Ayına göre ayarlanmalıdır ve diyetlerini yeniden düzenlemelidirler.

Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 15-31 Mart 2023 tarihli 29. Sayısından alınmıştır.

TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam