EĞİTİM SEN DAYATMA MÜFREDATA KARŞI EYLEM YAPTI - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

20 Mayıs 2024 - 00:50

EĞİTİM SEN DAYATMA MÜFREDATA KARŞI EYLEM YAPTI

reklam
EĞİTİM SEN DAYATMA MÜFREDATA KARŞI EYLEM YAPTI
Son Güncelleme :

08 Mayıs 2024 - 18:00

234 views
reklam -->

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Tekirdağ Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat değişikliği için acele bir şekilde ortaya attığı yeni müfredata tepki göstererek eylem gerçekleştirdi.

OKTAY ÖZÇELİK: “BÖYLE BİR MÜFREDATI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleşen eylemde bir konuşma gerçekleştiren Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik; “Sayın Milli Eğitim Bakanımız 10 yıllık eğitim planından bahsetti. Son 10 yılda 4 tane eğitim bakanı değiştirmişiz. Eğitim çalışanlarının, öğretmenlerin ve eğitim sendikalarının yaptığı iş son derece önemlidir. Türkiye gibi eğitim eko sisteminin çok geniş olduğu bir ülkede son derece sınırlı bir katılımla öğretmenlerin, eğitim sendikalarının hiçbir şekilde ne tip bir uygulama içinde olduklarından haberi yok. Eğitim müfredatını çıkarıp inceleme için 1 haftalık süre verdiler. Süre azlığından dolayı bu incelemeyi pek çok kurum reddetti. Eğitim programlarını sadeleştirdiklerinden bahsediyorlar. Biyolojiyi sadeleştirmişler, evrim teorisini müfredattan çıkarmışlar. Genetiğin, yeryüzündeki bio çeşitliliğin anlaşılmasında esas olan evrim teorisi biyoloji müfredatından çıkarıldı. İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersine bakıyoruz, sadeleştirilen konular sadece milli mücadele ve anlatımla ilgili olan bölüm. Atatürk ve milli mücadele ile sorunları olduğunu gösteriyor bu durum. Böyle bir müfredatı kabul etmemiz Eğitim Sen olarak mümkün değildir. Kesinlikle reddediyoruz.” açıklamasında bulundu.

Eğitim Sen Tekirdağ Şube Başkanı Oktay Özçelik’in ardından basın açıklamasını Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehtap Alço yaparken, Alço açıklamasında şunları söyledi:

“‘YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ’”

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), daha önce 2006 ve 2017 yıllarında iki kez değiştirilen eğitim müfredatına ilişkin yeni değişiklikleri taslak halinde geçtiğimiz cuma günü yayınlamıştır. Kamuoyunda bir haftadır müfredat değişiklikleri ders kitaplarındaki tekil örnekler üzerinden tartışılırken müfredat değişikliklerinin siyasal ve ideolojik yönünün geri planda kalması önemli bir eksikliktir. Müfredat değişiklikleri okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriğiyle doğrudan ilgili ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Eğitim sistemi açısından öğrencilere verilecek bilgiyi belirlemek ve seçmek, müfredat ve ders kitapları üzerinden öğrencilere aktarılması süreci başından sonuna siyasal bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla bugün eğitim müfredatında yapılmak istenen değişiklikleri ve içeriği tartışılan ders kitaplarını iktidarın eğitimdeki siyasal-ideolojik hedeflerinden ayrı ya da bağımsız değerlendirmemiz mümkün değildir.

Normalde müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürecin başından sonuna kadar yapmaya çalıştığı şey, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmesi olmuştur.

Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ adı altında tek tipçi çağ dışı anlayışların merkeze alındığı görülmektedir. Milli ve Manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır.

“YETERLİ SÜRE VERİLMEMİŞTİR”

Millî Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır.

Ülkeyi ve gelecek nesilleri yakından ilgilendiren eğitim müfredatı gibi bir konuda, eğitim müfredatının siyasal ve ideolojik olarak iktidara yakın çevrelerin müdahalesiyle içerik olarak daha da geriye götürülmesi, bilime, laikliğe ve aydınlanma düşüncesine karşı adeta darbe niteliğinde ürkütücü bir durumdur. Ders kitaplarında yüzde 35 oranında ‘sadeleştirme’ yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığı görülmektedir. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayılarının azaltılarak ‘tek din, tek mezhep ve tek kimlik’ üzerinden ağırlıklı olarak hem ‘dini’, hem de ‘milli ve manevi’ öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştır.

Müfredat taslağında Türkiye’de yaşayan farklı kimlikler, inançlar ve kültürler genellikle ya hiç görünmez kılınmış ya da ‘karşı tarafta’ gösterilmiştir. Eğitim müfredatında 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek Türk-İslam sentezinin benimsenmiş olması ve ‘tek din, tek mezhep’ yaklaşımının daha da belirgin hale getirilmiş olması dikkat çekicidir.

On yıllık bir çalışmanın ürünü olduğu söylenen Müfredat program taslakları ile ilgili “öneri alma” sürecinin bir hafta içine sıkıştırılması, değerlendirme sürecini “sembolik” hale getirmiştir. Taslak müfredat programlarının her yönüyle değerlendirilebilmesi, önceki programlarla karşılaştırılması ve içeriğine dair görüş, öneri ve eleştirilerin sağlıklı bir şekilde ifade edilebilmesi için yeterli süre verilmemiştir.

“HANGİ BİLİMSEL VE EVRENSEL KRİTERLERE GÖRE YAPILDIĞI BİLİNMEMEKTEDİR”

Bakanlığın yapılan tüm itirazlara rağmen web sayfası üzerinden yapılacak önerilerle müfredata son şeklini vererek bu doğrultuda ders kitapları yazım sürecini başlatacağını açıklaması da müfredat konusunun bir “oldu bittiye” getirilmek istendiğini göstermektedir.

Bilimsel değerlendirme sürecinden geçirilmeden, müfredat taslaklarında yapıldığı belirtilen sadeleştirmelerin hangi bilimsel ve evrensel kriterlere göre yapıldığı bilinmemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın askıya çıkardığı taslak programların, ihtiyaç analizi ve pilot uygulamaları yapılmadan, bilimsel bir inceleme-değerlendirmeye tabi tutulmadan, önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren uygulanacak olması müfredat uygulama tekniği açısından da doğru değildir.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken, tek adam rejiminin bütün hedeflerini açık ve gizli (örtük) amaç ve değerler üzerinden ders kitaplarına yerleştirerek kendilerince ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır.

Millî Eğitim Bakanlığı’nı tarafından hazırlanan eğitim müfredatı, ülkedeki kültürel ve dilsel çeşitliliği ve zenginliği yok sayan, farklı inanç ve kimlikleri dışlayan, piyasanın-sermayenin ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışan, “insanı değil, “birey”i ve “bireyciliği”, özellikle etnik kimlik ve dini inanç üzerinden milliyetçiliği, son yıllarda sıkça kullanılan “dini” ve “milli” değerleri öne çıkaran ve farklılıkları ötekileştiren bir içerikte hazırlanmıştır. Yeni müfredat üzerinden bu durumun daha da belirgin hale getirilerek sürdürüleceği anlaşılmaktadır.

“ÇOCUKLARIN ÜSTÜN YARARINI GÖZETEN YENİ BİR MÜFREDAT İSTİYORUZ”

Yeni Müfredat taslağını,

1.            Çocukların sosyal ve kültürel gelişim düzeylerine uygun olmadığı için,

2.            Öğrencileri geliştiren değil eleyen ve seçen not sistemi üzerine kurulu olduğu için,

3.            Bilimsel, demokratik, laik içeriğe sahip olmadığı için,

4.            Çocuğun üstün yararını gözetmediği için,

5.            Yaratıcı ve eleştirel düşünen bireylerin yetiştirilmesini hedeflemediği için,

6.            Çevre ve Doğa bilinci kazanmış bireyler yetiştirmeyi hedeflemediği için,

7.            Toplumsal sorunlara duyarlı ve kendine güvenen bireyler yetiştirmeyi hedeflemediği için,

8.            Çok dillilik temelinde anadilinde eğitime imkân sağlamadığı için,

9.            Sermaye ve iktidarın ekonomik, siyasal, ideolojik çıkarlarına yönelik düzenlemeler içerdiği için,

10.          Toplumsal cinsiyet eşitliğini esas almadığı için reddediyoruz!

Başta tüm eğitim sendikaları olmak üzere eğitimin tüm bileşenlerinin başından sonuna kadar sürecin içerisinde olduğu, alanında uzman ve tarafsız bilim insanları tarafından demokratik bir işleyişle hazırlanan, ihtiyaç analizi, pilot uygulama-değerlendirme süreci yapılıp son hali verilen, çağın ve toplumun gerçek anlamda ihtiyacını karşılayan, çocukların üstün yararını gözeten yeni bir müfredat istiyoruz.”

TÜM EĞİTİM SENDİKALARI CUMA GÜNÜ İŞ BIRAKACAK

Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehtap Alço’nun ardından son olarak Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özgün Lebe katılımcılara seslendi. Lebe yaptığı konuşmada tüm eğitim sendikalarının bir araya gelerek Cuma günü iş bırakma eylemi yapacağını açıkladı. Konuyla ilgili aynı zamanda saat 12.30’da Tekirdağ Adliyesi önünde basın açıklaması yapılacağını belirten Özgün Lebe herkesi basın açıklamasına davet etti.

Özlem Gürakar

GÜVEN TEKİRDAĞ GAZETESİ – TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam