Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, Tekirdağ’ı ziyaret ederek sendika yetkililer ve basın mensupları ile bir araya gelip basın açıklamasında bulundu.
Tekirdağ Eğitim İş 1 Nolu Şube’de gerçekleşen basın açıklamasına Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi’nin yanı sıra Büro-İş Genel Hukuk Sekreteri Dursun Pekmez, Büro-İş Tekirdağ Temsilcisi Salim Çetin, Eğitim İş Tekirdağ 1 No’lu Şube Başkanı Barış Özer katıldı.
“PAKETİN SARAY’DAN AHKÂM KESER GİBİ AÇIKLANMASI İNANDIRICILIĞINI BAŞTAN YOK ETMİŞTİR”
Açıklamalarına tasarruf paketini eleştirerek başlayan Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi; “Bir süredir dillendirilen Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi‘ni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sn. Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek dün Cumhurbaşkanlığı Sarayından kamuoyuyla paylaştılar. Bu paket içeriğinde bulunan kamu çalışanlarının kazanılmış sosyal ve ekonomik haklarını geriye getirecek, hatta elinden alacak hususlar hakkında sendikamızın görüşlerini kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Öncelikle paketin Saray’dan ahkâm keser gibi açıklanması inandırıcılığını baştan yok etmiştir.” dedi.
Açıklanan paketin içeriği ve planlananlar ile ilgili açıklamalarına devam eden Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi; konuşmasında şunları söyledi:
“ELİMİZDE KALAN SAYILI SOSYAL TESİSLERİ DE ÖNCEKİLER GİBİ ANLAŞILAN BİRİLERİNE UCUZ UCUZ PEŞKEŞ ÇEKECEKLER”
Paketin içeriğinde; Kamuda personel servis hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacak. Ancak kanunla izin verilenler yabancı menşeli araç kullanmaya devam edecek.
Servis hizmeti toplu taşımadır. Büyükşehirlerde ulaşım sorunu her geçen gün artmaktadır. İşe gelip gitmeler saatlerce zaman alacak, yakıt masrafı artacak. Evden işe, işten eve giderken bile yorgun gidilmiş olacak. Bu durum iş verimini olumsuz etkileyecek, Trafik yoğunluğuna sebep olacak. Ayrıca Engelli çalışanların da mağduriyeti artacak. Bir yandan Bakanlar, bakan yardımcıları, danışmanları, bürokratlar, onlarca korumalar ve araçlar aile boyu savurganlık sürerken, Diğer taraftan memurun servisinin kaldırılmasını ve giyim yardımının kesilmesini kabul etmiyoruz. Anayasa ile korunan ve Kanun hükmünde olan Toplu Sözleşme ile kazanılan servis hakkımıza ve giyim yardımımıza dokundurtmayız.
Mevcut sosyal tesislerin ekonomiye kazandırılması; Misafirhanelerin, kampların satılması demek. Memur yoksulluk ile boğuşuyor, sosyalleşmeyi çoktan unuttu. Elimizde kalan sayılı sosyal tesisleri de öncekiler gibi anlaşılan birilerine ucuz ucuz peşkeş çekecekler.
Lojman kiralarının ve sosyal tesis ücretlerinin rayiç bedel dikkate alınarak belirlenmesi; Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı son rakamlara göre açlık sınırı 19 bin 980 liraya, yoksulluk sınırı 58 bin 205 liraya çıkmış. Birçok yerde ev kiraları kamu görevlilerinin maaşlarının üzerindedir.
Son yıllarda başta büyükşehirler olmak üzere tatil beldelerinde ev kiralarında meydana gelen fahiş artışlar, kamu görevlilerinin bu şehirlerde çalışmalarını imkânsız hale getirmiştir. Yüksek kiralar nedeniyle büyükşehirlerde kimse çalışmak istemiyor. Bu şehirler sürgün şehri olmuştur. Memurun barınma sorunu artarak devam etmektedir. Kamu lojman kiralarının nispeten daha uygun olması bir nebze memurun barınma sorununa çözüm olmaktadır. Lojman sayısı artırılacak yerde elden çıkarılması kamu hizmetlerini aksatacak ve verimini olumsuz etkileyecektir.
“EMEKLİ MAAŞLARININ DÜŞÜKLÜĞÜ NEDENİYLE KAMU GÖREVLİLERİMİZ EMEKLİ OLMAK İSTEMİYOR”
Kamuda yeni personel alımı emekli olan kadar ile sınırlandırılması; (3 yıl). Kamuda personel açığı zaten had safhaya ulaşmış bulunmaktadır. Bu durum kamu hizmetlerini olumsuz etkilemekte vatandaşı da mağdur etmektedir. Artan nüfusa mevcut personel ile hizmet vermek her geçen gün zorlaşmaktadır. Öte yandan emekli maaşlarının düşüklüğü nedeniyle kamu görevlilerimiz emekli olmak istemiyor, sağlığı elveren 65 yaşına kadar çalışmayı tercih ediyor, elvermeyen adeta sürünerek hayatta kalmaya çalışıyor. Taşeronlaştırmaya bir an önce son verilerek memur eksiği acilen tamamlanmalıdır. Aylık bağlama oranları % 80 ’ne yükseltilerek bütün ek ödeme, seyyanen zam, tazminat ve benzeri ödemeler emekli keseneğine sayılmalıdır.
“SORUYORUZ…”
Sn. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakan: Hiçbir kamu kurumumuzun istisna tutulmadığını söyledi.
Soruyoruz: -Cuma namazına, açılışlara, toplantılara yüzlerce araç ve binlerce korumayla gidilecek mi? -Yazlık ve kışlık saraylar satılacak mı? -Diyanet İşleri Başkanı başta olmak üzere hatta aile fertlerine tahsisli lüks makam araçları kullanılmaya devam edilecek mi? Onlarca uçak satılıp tarifeli uçak uygulamasına geçilecek mi? -Döviz üzerinden geçiş garantili, tünel, otoyol, köprüler, hastaneler neden kamulaştırılmıyor? -Talan, israf ve yolsuzluğun esas kaynağı Kamu İhale Yasasıyla ilgili bir düzenleme yapılacak mı? -Patronların vergilerini silmeye, hibe krediler ve teşvikler vermeye devam edecek misiniz?
-Hizmet İçi eğitimler sadece kamu tesislerinde yapılacak. Otellerde yapılmayacak diyorsunuz. Laik, demokratik, cumhuriyete karşı (ÇEDES) ve diğer projeler kapsamında gerici cemaatlere, tarikatlara, vakıf ve dernekler aktarılan paralar kesilecek mi? -Mültecilere milyarlarca dolar aktarmaya devam edecek misiniz? -Kamuda idari etkinlik artırılacakmış. Bakanın verdiği örnekte Vergi dairesi ve defterdarlık birleştirilecekmiş. Sn. Bakan, daha öncede bu iktidar döneminde bakanlık yaptı. Neden ayırdınız neden birleştiriyorsunuz? Şimdi ne değişti? Zamanında neden değiştirmedin? Ülkeyi yap boz tahtasına çevirdiniz. -Memuru yandaş, yancı ve sarı sendikalara üye olmaya zorlayan, sendikal tekelleşmeyi sağlayacak, yıllık 20 milyar TL’ye varan parayı bütçeden bu sendikalara aktarmaya devam edecek misiniz? – Siyasi Partilere ödenen ödeneği kesecek misiniz? -Sözlü Mülakatlar kaldırılacak sözü verdiniz. Hem sözünüzü tutma adına hem de oldukça masraf gerektiren Mülakatları kaldıracak mısınız?
“YEDİLER BİTİRDİLER HESABI BİZE ÖDETECEKLER”
Anayasanın ilk dört maddesinde bulunan sosyal devlet ilkesini bu iktidar fiilen Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi ile ortadan kaldırmış olacak. Öte yandan hükümet bu paketi pandemi ve deprem ile süslenerek ajitasyon yapmaktadır. Kılıf baştan uyduruluyor. Dertleri söz verdikleri seyyanen zammı emeklilere vermemek, 3600 Ek-Gösterge verilmesi gerekenlere vermemek, kira desteğini vermemek, giyim yardımını vermemek, memur ve emekliye TÜİK’in uydurulmuş enflasyon oranları ile düşük zam vermek için hükümet şimdiden kendine yol yapıyor.
11 trilyon 89 milyar TL’lik bütçede memurun kazanılmış hakları çerez parası sayılır. İMF bile bu kadar vicdansızlık yapmadı. Yediler bitirdiler hesabı bize ödetecekler. Kim yediyse hesabı onlar ödesin. İktidarı buradan uyarıyoruz. Memurdan uzak dur. Haklarımıza dokunma. Buradan kamu çalışanlarına da sesleniyoruz. Gelin hep birlikte alanlarda mücadele edelim, kazanılmış haklarımıza sahip çıkalım.
“BÜTÇEDEN OLUK OLUK AKAN HORTUMLARI KES”
Buradan hükümete sesleniyoruz. Memurun emeğini rızkını, alın terini, kazanılmış haklarını kesme. Keseceksen yandaşa, tarikat ve cemaatlere, vakıflara, müteahhitlere, saraya, faize, rantiyeye, mültecilere bütçeden oluk oluk akan hortumları kes. Temsili olarak bu hortumları keserek hükümetin Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi‘ni protesto ediyoruz.”
Özlem Gürakar
GÜVEN TEKİRDAĞ GAZETESİ – TEKİRDAĞ CANLI HABER