-->

Evet iddialı bir giriş oldu farkındayım. Çok uzun zamandır yapılacağı iddia edilen, yapıldığı söylenen ne hikmetse bir türlü göremediğimiz o şey; “Tanıtım”

Peki sebebi ne?

Siyasilerin seçim için vaatleri mi bitecek? Yoksa esnaf zenginleşecek, şehir gelişecek korkusu mu var?

Ben yıllardır anlayamadım…

Turizm şirketlerine hiç girmeyelim. Tek besin kaynağı belediyeler olup bütün yatırımını siyasi adayının kazanması ve belediyenin neredeyse Ay’a kadar tur düzenleyerek orayı zengin etmesi… Durun durun; o başka konuydu. Ona şimdilik(!) hiç girmeyelim. Biz dönelim tanıtımımıza.

Sanki bir yerde bir hata yapıyoruz gibi.

Neyimiz meşhurdu bizim? Tekirdağ’ı ne ile bilirdi başka şehirler?

Evet öncelikle o malum şey. Hani “Anason kokulu şehir” unvanını veren, bırakın Türkiye’yi yurt dışında bile bilinen. O gitti… Dolayısıyla üzüm üretimi de sekteye uğradı. Bağlar bozuldu, üretim inanılmaz boyutta geriledi. Buradan tanıtamıyoruz demek ki…

Kirazımız meşhurdu değil mi bizim? İl genelinde ortalama 3 bin ton üretilen şehrin sembolü. Festivaline bile başka illerden kiraz getirmedik mi biz? İnsanlara Tekirdağ Kirazı diye başka şehirlerin kirazını yedirmedik mi? O zaman buradan da olmuyor tanıtım…

Köfte var köfte!

Tekirdağ köftesi kendine has bir lezzet. Onunla ilgili zamanında girişimler olmuştu. Hatta Trakya çapında. Çok bilinse de rakibi çok. Türkiye genelinde köftesi meşhur yaklaşık 300 yerleşim yeri var. Onların arasından sıyrılması çok zor değil ancak eski üretim şekliyle yapan sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Sadece adı Tekirdağ Köftesi olan yaptıkları karışımı böyle satan yerlerle dolu şehir.  Bunu da eledik.

Yamaç paraşütümüz meşhur olma yolunda mesela. Evet Türkiye’deki bazı noktalara nazaran geriden geliyoruz ancak önü çok açık. İşte sorun burada. Önü açık fakat ilerletilmiyor. Davet et Hayko Cepkin’i, bir süzülsün Yeniköy’den Uçmakdere’ye… Gösteri yapan bir sürü ekip var. Mevsim de çok müsait… Yapalım bir festival hatta oraya da bir çadır kampı, konser alanı. İstanbul başta olmak üzere çevre illerden on binlerce kişi misafirin olsun. Hem eğlensin hem gittiği her yerde Tekirdağ’ı anlatsın.

Beğenmediniz mi?

Lavanta ile başlayan bir furya var hani tarla mor renge bürünüyor herkes gidip facebook – instagram gibi sosyal medya hesaplarında paylaşmak üzere fotoğraf çekiliyor. Buradan yürüyelim. Hatta koşalım!

İnsanlar böyle basit şeyler için gelebiliyor demekki şehre. Biz bir adım daha ileri gitsek ya! Ayçiçek tarlalarımız, kanolalarımız, verimli topraklarımız üzerinde yetişen onlarca bitkimiz, sebzemiz, meyvemiz var. Bir çekim alanı hatta plato kursak cazibe merkezi olmaz mı?

Daha da ileri gidelim denizimizi kullanalım, su sporlarına ağırlık verelim. Balıkçılığı zirveye taşıyalım. Taş üstüne yeni taşlar koyalım.

Ama durun yine. Ergene’nin Marmara’ya zehir akıtmasını, her geçen dakika soluduğumuz havanın kalitesinin bozulmasını, denize girilebilecek yerlerin daralmasını, etrafımızın fabrikalarla donatılmasını, güzelim toprakların katledilmesini, zehirlenmesini unuttuk.

Biz en iyisi tanıtmamaya devam edelim. Nitekim tanıttıkça batırıyoruz.

Saygılarımla…

Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-30 Haziran 2022 tarihli 11. sayısından alınmıştır.

TEKİRDAĞ CANLI HABER