-->

Kentlerin tarihsel sürdürülebilirliğinde geçmiş ile günümüz arasında köprü görevi gören, ‘’kültürel miras’’ önemli bir olgudur. Kent içinde barındırdığı yapıları, geçmiş ilişkileri ve kültürel gelenekleri ile geleceğine ışık tutar. Kentler sahip olduğu kültürel birikimleriyle evrensel bir değere sahiptir. Kentimiz Trak, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan zengin bir kültüre sahiptir.

Dünyaca ünlü yazar ve komutan Ksenofon’un Anabasis (On Binler’in Dönüşü) eserinde Tekirdağ eski ismi ile Bisanthe olarak geçmektedir. Bisanthe o dönemler Trak halkının en güçlü krallığı olan Odrys Krallığı’nın prensi Seuthes’e bağlıydı. Seuthes Bisanthe’yi sahip olduğu en güzel kıyı-deniz kenti diye tanımlamaktadır. Ayrıca aynı eserde Traklar’ın ve Helenlerin Ganos Dağı’nı kutsal saydığı görülmektedir. Tarihsel kayıtlarda ayrıca bu dönemlerde dünyaca ünlü filozoflar Sokrates’in öğrencisi Platon’un da sıra arkadaşı Alkibiades’in Bisanthe’de sürgün olduğundan söz edilir. Tarih’in babası olarak nitelendirilen Herodotos kitabında Karaevli’de bulunan “Hera’nın Kenti” anlamına gelen Heraion-Teikhos kentinden de bahsetmiştir. 1700’lere geldiğimizde ise Mikes Kelemen’in Türkiye Mektupları eserinde  Macar bağımsızlık hareketi lideri II. Ferenc Rakoczi’nin hayatının büyük bir kısmını Rodosto’da geçirdiği anlaşılmaktadır.

Tekirdağ yerleşimi yukarıdaki örneklerden başka onlarca esere daha konu olmuştur. Kentimiz bu konuda oldukça zengindir. Sonuç olarak, kentler ve yaşanılan yerler geçmişten bugüne, içinde biriktirdiği somut veya soyut değerleri ile kültürüne ve geleceğine yön vermektedir. Kentlerin tarihsel sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi için kültürel mirası korumak da büyük önem taşımaktadır.

Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-30 Haziran 2022 tarihli 11. sayısından alınmıştır.

TEKİRDAĞ CANLI HABER