-->
Bu hafta köşemizde saygıdeğer dostum, değerli öğretmenim Sadık Berk Tınaz’ın düşüncelerini kaleminden aktaracağız.
Genç öğretmenimiz nasıl bir Tekirdağ’da yaşamak istiyor?
**
Aidiyet duygusu gelişmiş olan insanlar için bir şehri şehir yapan içindeki sevdiği insanlar, anılarının geçtiği yerler olsa da insanlar için ise bir şehri şehir yapan detaylar farklılık gösterebilmektedir. Şehrimiz Tekirdağ’ı iyisiyle kötüsüyle herhalde bizim kadar bu gazeteyi okuyan okuyucular da sevmektedir.
Elbette şikayetler de vardır fakat sevgi bakidir. Ancak tabi ki bu şehirde yaşayan insanlar olarak iş bu şehrin eksilerini söylemeye gelirse çoğu insanın fark ettiği üzere şehrimizde maalesef aktivite eksikliği göze çarpmaktadır. Bu sadece bizim şehrimize has bir durum da değildir elbette, Türkiye’de birçok şehirde de aktivite eksikliği vardır ancak biz şu anlık kendi şehrimizden sorumluyuz.
Hemen hemen her yerde belediyelerin imar faaliyetleriyle ilgili sürekli eleştiri olmaktadır. Bunların bazıları gerçekten faydaları eleştiriler olsa da bazıları da acımasız eleştirilere dönüşebilmektedir. Dolayısıyla sade bir vatandaş olarak çok bilgi sahibi olup adaletli bir şekilde eleştiremeyeceğimiz bu konulara girmeden şehrimizde faaliyet olarak neler yapılabilir bunlara değinebiliriz. Türkiye’de Osmanlı’dan beri süregelen ekonomik dağılımdaki adaletsizlik bugün nüfusun Türkiye’nin belli başlı büyük şehirlerinde çok fazla kümelenmesine, bazı yerlerin ise nüfus yönünden oldukça zayıf kalmasına neden olmuştur. Bu durum da dolaylı olarak bu büyükşehirlerin imkanlarının diğer nüfus yönünden zayıf şehirlerine göre çok fazla olmasına neden olmuştur.
Bir Tekirdağlı olarak, İstanbul’da okuduğum esnada sık sık gittiğim İBB Şehir Tiyatrolar’ı tarzı faaliyetlerin burada olmasının Tekirdağ’ın kültürel atmosferine oldukça katkı sağlayacağını düşünüyorum. İstanbul’da bu tiyatrolar oldukça dolu ve biletler çok öncelerden tükeniyor. Elbette resmi nüfusu 16 milyona yakın olan İstanbul gibi Tekirdağ’da da bu faaliyetlerin aynı sıklıkta olması engel teşkil edebilir. Bu durum şehrimize göre uyarlanabilir. Örneğin kurulan tiyatro her ay başka bir ilçeye götürülebilir. İnsan kültürünün eşsiz hazinesi olan tiyatro eserlerinin şehrimiz Tekirdağ’da da ilgiyle karşılanacağına eminim.
Daha önceki dönemlerde şehrimize gelen klasik müzik konserlerini ilgiyle takip etmiş ve oldukça zevk almıştım. Tekirdağ halkının buna büyük ilgi gösterdiğini görmüştüm. Tabi ki çevremizde duyduğumuz bazı olumsuz eleştiriler de olsa bunlar içi boş eleştirilerdi. Halkın bir kısmı bu konularda acımasız olabiliyor. Bazı insanlar için belediyelerin kültürel faaliyetlere harcadığı her bir kuruş acımasız bir eleştirinin öznesi olabiliyor. Sadece tiyatro da değil, toplumun her kesimine seslenebilecek, insanların farklı zevklerine hitap eden çeşitli kültürel faaliyetler düzenlenebilir. Konserler, söyleşiler, komedi şovları gibi faaliyetlerin Tekirdağ’ın aktivite eksikliğini önemli ölçüde azaltacağını düşünüyorum. Belediyelerin sosyal medya hesapları aynı İBB’de olduğu gibi kültürel faaliyetlerin listesini halka duyurabilir ve broşürler bastırabilir. Bu konuyla ilgili yanımızdaki büyük komşu İstanbul ile işbirliği de yapılabilir. Örneğin oradaki tiyatro ekipleri burada misafir olarak sahne alabilir. Tabi ki başta söylediğim gibi nüfus farkları bizde bu faaliyetlerin büyük şehirlerdeki gibi sık yapılmasına engel olabilir, ancak hiç yapılmaz diye bir durum da asla söz konusu değildir. Unutmamalıyız ki Tekirdağ yüz sene öncesinde bile opera etkinliklerine ev sahipliği yapan bir kentmiş.
Daha iyi bir şehirde yaşamak hepimizin elinde…
Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-30 Nisan 2022 tarihli 7. sayısından alınmıştır.
TEKİRDAĞ CANLI HABER
-->
