Bu hafta köşemizde gençlerin sesi olarak sevgili dostum tarım makinaları teknikeri ve ziraat mühendisi arkadaşım Yiğitcan Aktan’ın düşüncelerini kaleminden aktaracağız.
***
Merhaba ben Yiğitcan Aktan. Gençlik ve Tarım konusunu ele alacağım. Tekirdağ önemli tarım potansiyeline sahip bir kenttir. Toprak bakımdan da ülkemizin en değerli arazileri arasındadır. Fakat ülkemiz genelinde olduğu gibi yerelde de tarımla uğraşan gençlerin sayısı minimal ölçüdedir. Tarıma gençleri kazandırmak zorunda olduğumuzun inancındayım. Üretim odaklı bir yerel politika güdülüp, köyden kente göçün önüne geçilip, sonrasında ise eğitime odaklanılırsa tarım gelişecektir. Ne yazık ki gençler tarıma yönelmemekle birlikte, tarımda üretim sektörü hızla yaşlanmaktadır. Hem bölgesel hem ulusal açıdan bakıldığında tarımdan geçinen kişi sayısı da gittikçe azalmaktadır. Tarımın gençleşmesinin önündeki engellerden en önemlilerinin; tarımı cezbedici hale getiren bir eğitimin olmaması, köylerdeki sosyal hayatın zayıflığı, uzun vadeli projelerin olmaması, yeterli üretim politikalarının desteklenmemesi, emeklerinin karşılığının alamama duygusu olduğunun kanaatindeyim.
Tarımda Tekirdağ denilince genel olarak akla üzüm, buğday, ayçiçeği bölgesel olarak ise kiraz ve karpuz ve zeytin gelir. Yukarıda belirttiğim olumsuz etkenler çözüme kavuşturulursa, ithal kavramını minimuma indirip yerli üretime ağırlık verilirse, üzüm gibi işlenme potansiyeline sahip mayalı ürünleri marka değeri olan ürünlere çevirebilirsek istediğimiz doğrultuda ilerlemiş oluruz.
Bizler genç olarak geleceğin yansımasıyız, bu konuda kendimize güveniyoruz ve başarı inancımız tam. Yeter ki imkan ve emeklerimizin karşılığı verilsin. Türkiye’nin ortalama 23 katı küçük bir ülke olan ve dünyada ikinci büyük tarımsal ihracata sahip Hollanda neden olamayalım?
Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-31 Mayıs tarihli 9. Sayısından alınmıştır.
TEKİRDAĞ CANLI HABER