-->

Edip Cansever’in şiirinde de dediği gibi “insan yaşadığı yere benzer

o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer,

suyunda yüzen balığa,

toprağını iten çiçeğe,

dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine benzer.

Bu dize kent ile yaşam ilişkisini en iyi şekilde dile getiriyor olsa gerek…

Gerçekten de öyledir, insan yaşadığı yerin bir nevi yansıması durumundadır ve zaman geçtikçe de yaşadığı yere benzer.

Soluduğu havayı, kentini, sokaklarını, doğayı ve daha nice birçok olguyu özümser. Fransız Sosyolog Pierre Bourdieu’ya göre toplumun her üyesi mesken edindiği yere göre karakterize edilebilir.

Evler, apartmanlar, ofisler, tarım ve konut alanları yani yaşanılan mülk, insanların sosyal uzamdaki konumlarının en mükemmel göstergesidir.

Biz nasıl bir şehirde yaşamak isteriz?

Geçmişi, tarih, kültür ve sanat değerleri olan, kendine has bir kimlik sahibi, kentin doğasıyla bütünleştiği ve binaları yüzünden doğasının normal dokusunun bozulmadığı, yeşil dokunun daha da güçlendirilerek korunduğu, düşünceye, insana ve tüm canlılara değer verildiği, vatandaşların apartmanlar arasına sıkışmış küçük bir varlık gibi hissetmeyip aksine, şehrin önemli bir hemşehrisi olarak huzur içinde yaşadığı bir kentte mi yaşamak isteriz, yoksa planlama ve estetikten yoksun apartmanları, modern gecekondularla çevrili, gri sokaklarıyla içerisinde yeşil alan, park ve sosyal alan bulunmayan, beton yığınlarının nefes almanıza müsaade etmediği, insan ilişkilerinin ruhtan yoksun ve mekanik olduğu, doğa, tarih ve gelenek ile bağları kopartılıp sırf çıkar ilişkisiyle bir araya getirilmiş, komşuluk ilişkilerinin vasata indirgendiği tanışıklığı olmayan ve tanışma ihtiyacı da hissetmeyen insanların barınması için düşünülmüş ve inşa edilmiş bir kentte mi yaşamak isteriz ? Karar bizim…

Şehirler, toplama insanların bir arada yaşadıkları bir yerleşim mekanı değildir; tam tersine, doğasıyla bütünleştiği gibi, içerisinde yaşayan vatandaşlarıyla bütünleşmiş bir varlıktır.

İnsan yaşadığı kente benzer ve bu sebeple nasıl bir şehirde yaşamak isteriz sorusu büyük önem arz eder.

Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-30 Nisan 2022 tarihli 7. sayısından alınmıştır.

TEKİRDAĞ CANLI HABER