Hayat…
1 nefes sonrasını bilemediğimi bize bahşedilmiş yaşam döngüsü içinde varlığımızı gösteren şey.
Ya da kelime anlamıyla doğumdan yaşama geçen süreç.
Bu süreci nasıl değerlendirdiğimiz bizlerin yaşam kalitesini oluşturuyor.
Evet doğumdan itibaren eşit şartlara sahip değiliz.
Kimimiz yoksul, kimimiz ise çok zengin ailelerin evlatları olabiliyoruz.
Peki ayaklarımızın üstünde durduktan sonrasındaki hayatı nasıl yaşıyoruz?
Biliyorum eşit şartlarda doğmadığımız ve sonrasında hayat bizlere gülmediği için çoğumuz zor bir hayat geçiriyor.
Her geçen gün, günü kurtarma kavramının her anlamda bizleri içten içe yok etmesinin önüne geçemiyoruz.
Biliyorum işin en temeli ekonomi ancak duygularımız vardı bizim; sahi onlar nereye gittiler?
Haberleri dinliyorsunuz, okuyorsunuz; hop bitti.
Yolda bir billboarddaki reklama gözünüz çarpıyor.
O da o saniye gitti.
Bir video izliyor, bir paylaşıma bakıyor saniyeler içinde onları da tüketiyoruz.
En çok da özel günler rahatsız ediyor beni.
-Yaşlılar haftasını kutladık mı?
-Evet kutlandı.
-364 gün bir daha bu konuyu düşünmeye gerek yok.
-Peki öğretmenler günü?
-Ona da paylaşacak bir şey bulduk.
-Tamamdır onu da atlattık. Önümüzdeki seneye kadar konu kapanmıştır…
Zihniyetimiz maalesef bu hale geldi.
Günü geçiştirmek ya da tüketmek.
Peki eskiden nasıldı?
Nerede bizim yanlış gözüken ve değişen doğrularımız?
Yaşlılar gününden devam edeyim.
Yaşlı saygı demektir bende.
Yaşlılar gününde bir paylaşım (ki o zaman öyle şeyler yoktu) ile kalmaz büyüklerimizi arardık yakın olanlara gider elini öperdik. İlla o güne gerek yok, sık sık huzur evini ziyaret eder oradaki büyüklerimizin deneyimlerini dinlerdik.
Şimdi ne oldu?
Hop bir görsel her şey bitti.
Bu sadece öğretmen ya da yaşlılar için geçerli değil her gün, her olay için geçerli.
Çünkü günümüz şartları bizleri öyle bir makineleştirdi ki ne hayatı yaşamaya hevesimiz kaldı, ne de köle gibi sürekli çalışmak dışında yapabileceğimiz bir zevk.
Her an her saniye tüketiyoruz.
Fakat farkında olmadan asıl biz tükeniyoruz.
Duygularımız, bağlarımız, sevgimiz, saygımız, bizi insan yapan özellikler.
İnsanlığımızı tüketiyoruz ey ahali insanlığımızı…
Saygılarımlar…
Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 15-31 Ekim tarihli 19. Sayısından alınmıştır.
TEKİRDAĞ CANLI HABER