-->

 “Sen yerel gazetesin. Ne işin var böyle konularla. Gidip bozuk yolları, ufak yolsuzlukları yazsana” diyeniniz olacaktır yazının sonunda.

Ancak en başında dedik ya, “Biz halkız, halkın yanındayız” diye işte tam da işim bu aslında…

Manşetimizde de köşemizde de aslında aldığımız her nefeste tek bir gündem var;

ZAM!

***

Dünya genelinde yaşanan ekonomik dalgalanma ekonomisi güçlü olmayan, üretime önem vermeyen ülkeleri etkiledi.

Ülkemizde biz bu etkiyi çok daha fazla hissettik.

Nasıl hissetmeyelim?

Birkaç ayda öyle fiyat yükselişlerine şahit olduk ki 3 katına çıkmayan ürünler için çok artmadı diyoruz.

Bir süpermarket çalışanından duyduğum şekliyle paylaşayım;

“Eskiden de zamlar geldi. Meğer onlar zamcıkmış.”

 “Neyse biz peynir ekmek yeriz yaşar gideriz” desek artık o bile bizi yaşatmıyor.

Peynirin fiyatı 3’e katlandı.

Ekmek 2 katına çıktı ve buna rağmen fırınlar zarar ediyor.

Vatandaş 1 lira daha ucuza satılan bayat ekmeğe yöneldi.

Sizce bayat ekmek çok mu lezzetli?

***

Zam furyasının son dalgasında akaryakıt, elektrik ve doğalgaz artık vatandaşı katlanamaz hale getirdi.

Hadi araba lüks(!), akaryakıta gelen zamları umursamayalım. (Ürün nakliyesi, her gün bindiğimiz otobüs/minibüs, tarımsal üretimde mazotun kullanılması vb şeyleri de yok sayalım)

2 hatta 3’e katlanan faturalar resmen nefesimizi kesti.

Yağ fiyatlarındaki artış ile başlayan furyada nelere zam gelmedi ki…

Artık marketlerde aynı ürünün soğuk haliyle sıcak hali arasında bile fiyat farkı konmaya başlandı.

Elektrik faturası öyle yükseldi ki ne yapsın esnaf ağabeyim.

Pazar desen aynı, çıkan gezip geliyor.

35 liraya salatalık mı olur?

Oluyor…

Pazarcı da memnun değil halinden.

Kim memnun ki?

***

90’lı yılların sonunda Ertuğrul Özkök’ün köşesinde dile getirdiği bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

O dönemde de ülkemiz zamlarla boğuşuyordu. (Bu dönemle kıyaslanamayacak kadar çok küçük zamcıklar)

Dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner ile görüşen Özkök’e bakan “Bundan sonra zam yapanı teşhir ederim.” demişti.

Ben de zamlanmayan neredeyse bir şey kalmadığı için zam yapmayanı teşhir edeceğim size.

“YERLİ MUZ”

Son 1 yıldır fiyatı neredeyse aynı.

Temel sebebinin üretime dayandığını hatta fazla üretildiğini anlamak çok zor olmasa gerek.

Hem yerli hem milli ürün oldu bu sene güncel tabiri ile…

Durmayın yiyebiliyorken geçmişin hatta önümüzdeki günlerin lüks ürünü muzu afiyetle tüketin.

Çok değil kısa bir süre sonra o da 3 katına çıkacaktır.

Belki zamcık, belki zam belki de sadece “Güncelleme” ile kavuşup evlerimizden uzak kalacaktır…

***

Son olarak mazot zamlarından dolayı bir süre daha motorları maviliklere süremeyecek gibi gözüksek de

Güzel günlere tekrar kavuşacağımıza dair umudumuzu hiç kaybetmeyelim.

Unutmayın; umuttur insanı yaşatan!

Ya da fakirin ekmeğidir o.

Her geçen gün fiyatı artmayan, aksine azalan…

Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 16-28 Şubat 2022 tarihli 3. sayısından alınmıştır.

TEKİRDAĞ CANLI HABER