KADINA ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDULAR - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

27 Temmuz 2024 - 06:02

KADINA ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDULAR

reklam
KADINA ŞİDDETE KARŞI TEK SES OLDULAR
Son Güncelleme :

25 Kasım 2023 - 22:31

502 views
reklam -->

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu tarafından yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi.

 29 Ekim Kadınları Derneği Tekirdağ Şubesi’nin Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu adına organize ettiği yürüyüş Tekira AVM önünden başlarken Hasan Ali Yücel Meydanı’na kadar sürdü. Pankartlarla yürüyüşe katılan vatandaşlar kadına şiddete karşı tek ses oldu.

Sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin de destek verdiği yürüyüş sonrası Hasan Ali Yücel Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı.

29 Ekim Kadınları Derneği Tekirdağ Şube Başkanı Seval Eşer tarafından yapılan basın açıklamasında Başkan Eşer şunları söyledi:

“ONLARIN ANISI PEK ÇOK ÜLKEDE BENZER SORUNLAR YAŞAYAN KADINLAR İÇİN İTİCİ BİR GÜÇ OLDU”

 “Mirabel Kardeşler, Dominik Cumhuriyeti’nde askeri darbe ile iktidarı ele geçiren ve 31 yıl halka kan kusturan Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele ederken katledildiler. Onlar halkın haklarını gasp etmiş bir iktidara karşı direnmenin hak olduğu inancı ile demokratik bir mücadelenin ön saflarında yer aldılar. Onların anısı, pek çok ülkede benzer sorunlar yaşayan kadınlar için itici bir güç oldu. Dünyanın pek çok yerinde eril iktidarların ve ataerkil düzenin şiddeti ile baş etmeye çalışan kadınların önerileri ile 17 Aralık 1999 da Birleşmiş Milletler, Mirabel Kardeşler anısına 25 Kasımı , “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele günü” olarak ilan etti.

“ŞİDDET BİR GÜNDE ONLARCA KADINI YAŞAMLARINDAN MAHRUM EDEREK DURMADAN TIRMANIYOR”

İktidarın 21 yıldır yarattığı karanlık şiddetin her türünün artmasının baş sorumlusudur. Bu karanlığı kadınlar yırtacak, laik, özgür, eşit ve şiddetsiz bir dünyayı yeniden kuracak. Şiddet, demokratik hakları gasp ederek, işsizlik ve yoksulluk sarmalında en çok kadınları ve çocukları vurarak, bilimsel eğitimi, tarikatlara ve onların gerici zihniyetlerine teslim ederek, cinsel yönelimleri farklı bireylerin onurları ile oynayarak ve çok daha önemlisi bir günde onlarca kadını yaşamlarından mahrum ederek durmadan tırmanıyor.

“324 GÜNDE 288 KADIN ÖLDÜRDÜ 681 KADINI YARALADI”

Anayasa’nın 4. Maddesinde “değiştirilemeyeceği“ hüküm altına alınmış olan ”Cumhuriyetin, demokratik, laik, ve sosyal hukuk devleti olduğu” ilkesi fiilen yok ediliyor. Devredilemez olan yasama yetkisi, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılması gereken yürütme yetkisi, bağımsız mahkemelerce yürütülmesi gereken yargı yetkisi tek bir kişinin iradesine terk ediliyor. Ülkemizdeki bu karanlık, komşu ülkelerimiz Filistin- İsrail ve Suriye savaşlarında yaşanan kadın ve çocuk ağırlıklı can kırımına ve göçlere neden olan savaşın vahşetiyle daha da derinleşiyor.

Dünyada ve ülkemizde sağ, muhafazakâr iktidarlar, savaş ve şiddet politikalarıyla kadın kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Biz kadınların mücadelesi her zaman olduğundan çok daha fazla baskıyla susturulmaya çalışılıyor. Evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz. Erkek şiddetine dair veriler iktidarlar tarafından açıklanmıyor. Şiddet vakalarının üstü örtülmeye çalışılıyor. Erkekler bu yıl 324 günde 288 kadın öldürdü, 681 kadını yaraladı.  Ama AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor. Kadına yönelik şiddet politiktir.

“İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ COĞRAFYADA MAALESEF YALNIZCA BAZI HAYATLAR KUTSAL SAYILIYOR”

Bu yıl başta Gazze olmak üzere savaşların sebep olduğu yıkımlar, ülkede dokuz ay önce, 6 Şubat depreminde enkaz altında kalan iktidarın yeni yıkımlara yol açacak özelleştirme politikaları, kadın düşmanlığını meclise taşıyan kadın düşmanı koalisyonlar, hukuk sisteminin çöktüğünün teyidi bir yargı krizinin yanında büyük bir ekonomik krizle girdiğimiz 25 Kasım’da erkek devlet şiddetine, yoksulluğa, emek düşmanlığına, savaşlara karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz şiarını yükseltiyoruz.. Bu nedenle bizler, emekçi kadınlar olarak erkek devlet şiddetine karşı her alanda yürüttüğümüz mücadeleyi emek, barış ve demokrasi mücadelesinden ayrı düşünmüyoruz. Haftalardır İsrail’in Gazze’ye her geçen gün artan şiddetli saldırılarına tanık oluyoruz. Savaşta öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Gazze’de savaş ve soykırım suçu işleniyor. İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, Filistin’den Rojava’ya kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada maalesef yalnızca bazı hayatlar kutsal sayılıyor.

En önemli kazanımlarımızdan biri, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğduğu yaklaşımı üzerine inşa edildiği için oldukça önemli olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede feshedildi.. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. 

“LAF VAR KAYNAK YOK KADININ ADI VAR AMA BÜTÇE YOK”

 AKP/MHP iktidarının sermayeden, savaştan ve ranttan beslenen bütçe politikalarıyla ekonomik kriz gittikçe daha da derinleşiyor. Kadın emeğini güvencesizleştirecek politikalarına hız veren iktidar 2024 bütçesinde kadını güçlendirmeye sadece her yüz lirada 53 kuruş ayırıyor. Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bütçesinde kadının güçlendirilmesi 8 kalemden sondan ikinci sırada. Yani laf var kaynak yok, kadının adı var ama bütçe yok.

“İSLAMCI FAŞİZM KARŞISINDA KADINLAR VAR”

Bu tablo karşısında bugün Mirabel Kardeşlere, daha büyük bir inançla söz vermek zorundayız: Yılmayacağız. Ülkelerimizde demokrasi sağlanmadıkça, kadınlar için hak ve özgürlüklerin gelmeyeceği bilinciyle mücadelemizi sürdüreceğiz.

İnşa etmeyi düşlediğiniz siyasal islamcı faşizm karşısında kadınlar var. Karanlığa teslim olmayacağız. Şiddetsiz bir yaşam için, eşit bir yaşam için, özgür bir yaşam için, laik bir yaşam için, toplumsal cinsiyet eşitliği için, kadınlar karanlığa karşı ayakta. Hepimizin yolu açık olsun. Yaşasın Kadın Dayanışması.

Özlem Gürakar

GÜVEN TEKİRDAĞ GAZETESİ – TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam