İYİ PARTİLİ SELCAN TAŞCI’DAN AİLE POLİTİKALARI ÜZERİNE ACİL ÇAĞRI - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

14 Ocak 2025 - 17:29

İYİ PARTİLİ SELCAN TAŞCI’DAN AİLE POLİTİKALARI ÜZERİNE ACİL ÇAĞRI

reklam
İYİ PARTİLİ SELCAN TAŞCI’DAN AİLE POLİTİKALARI ÜZERİNE ACİL ÇAĞRI
Son Güncelleme :

01 Aralık 2024 - 13:54

316 views
reklam -->

İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada ülkemizde yaşanan çocuk istismarı, kadın cinayetleri, yoksulluk gibi vakaların vahametine dikkat çekerek, hükümet ve ilgili tüm kurumları harekete geçmeye davet etti.

Taşcı, konuşmasında özellikle aile kurumunun zayıflamasıyla bağlantılı olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddetin artış gösterdiğini vurguladı. Yaşanan korkunç olaylara dair çarpıcı örnekler veren Taşçı, çocukların hem evlerinde hem de kamu kurumlarında güvende olmadığını ifade ederek Bakan ve Bürokratlarına, “Bunca yoksulluk, kadına şiddet, çocuk istismarı, yaşlı istismarı, engelli istismarı, bağımlılık;  Birer kültürel kod olarak övündüğümüz ne varsa hepsinden vurulduk! Böyle bir girizgah yapmamın sebebi; Travmatik şeyler yaşıyoruz, Her gün bu da olduysa kopsun kıyamet diyecek seviyede acıyla, ürküntüyle, tiksintiyle yaşamak normal midir? Sürdürülebilir midir? Bunun bir birikimi var üzerimizde; öfkesi var, acısı var. Dolayısıyla burada hemen herkesin birçok şeyi söyleme hakkı var; Sizi 20 yılın günah keçisi yapmayı insafsızca bulurum ama siz de olsanız orada oturan, ben de olsam; bu kadar acının ortasında, sorumluluk makamında oturmaktan kaynaklanan ve hem kendiniz hem de selefleriniz adına herkesi mahcubiyetle dinlemek durumundasınız bugün.” dedi.

“AİLE YOK OLDUĞU İÇİN Mİ BÜTÇESİ DE YOK OLUYOR?”

Taşcı, 2008 yılı 5. Aile Şurası, 2019 yılı 7. Aile Şurası ve 2023 yılı 8. Aile şurasında Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmaları hatırlatarak iktidar partisini aile kurumunun önemini vurgulamasına rağmen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı yeterli bütçe ayırmamakla eleştirdi. Bakanlığın 2024 bütçesinin merkezi bütçenin sadece %2,76’sını oluşturduğunu ve bu oranın son yıllarda sürekli azaldığını belirten Taşcı, ailenin korunması için ayrılan kaynakların yetersizliğine dikkat çekti. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi programına ayrılan payın sadece %4,09 olduğunu eleştiren Taşcı, bakanlığın bir “yardım derneği” gibi kullanıldığını ve asıl politika üretmesi gereken alanların ihmal edildiğini sözlerine ekleyerek, “Bu seyrin sonu tıpkı aile kurumunun sonu gibi pek de hayra alamet değil; aile yok olduğu için mi bütçesi yok oluyor, bütçesi yok edildiği için mi aile; üzerine derin bir sorgulama gerekiyor bence…” dedi.

“EVLENECEK GENÇLERİN DESTEKLENMESİ İÇİN OLUŞTURDUĞUNUZ FON DÜĞÜN SALONUNA YETMİYOR”

İstanbul Planlama Ajansı araştırmasına göre 2024 yılında İstanbul’da evlenme maliyetinin neredeyse 1 milyon TL’ye ulaştığını ifade eden Taşcı, Gençlerin evlilik hayallerini ertelemek zorunda kaldığını, evlilik hazırlıkları için yapılan borçlanmaların aileleri ekonomik açıdan zorladığını ifade etti.  Aile ve Gençlik Fonu’nun 150 bin TL’lik desteğinin yetersiz olduğunu vurgulayan vekil, “Evlendiremediğimiz gibi evlenenlerin boşanmalarına da mani olamıyoruz; Boşanma hızı 2001’de binde 1.41, 2023’te binde 2,01 olmuş. Aile danışmanlığının ciddiye alınması, nitelikli eğitimden geçirilmesi, ailelere, eşler arasında, gençlerle aileler arasında arabuluculuk ve danışmanlık hizmeti verilmesini işlevsel şekilde gündeme almamız gerekiyor.” sözleriyle aile içi sorunların çözümünde aile danışmanlığı hizmetlerinin daha etkin hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

AİLENİN KALESİ KADINA BÜTÇENİN EN DÜŞÜK İKİNCİ PAYI LAYIK GÖRÜLDÜ

Kadının güçlendirilmesine yönelik programlara ayrılan bütçenin artışına rağmen, bu artışın bakanlık bütçesi içinde sadece %1,20’ye tekabül ettiğini belirten Taşcı, bunun bütçedeki en düşük ikinci pay olduğunu ifade etti. İYİ Partili Vekil, Benim bir Türk kadını olarak referansımı Tomris, referansımı kızını daha o çağda üstelik devrin halifesiyle “Başka bir eşi ve cariyesinin olmaması şartıyla” evlendiren Terken, Raziye Begüm, Altun Can, lohusa haliyle tabyaya koşan Nene Hatun, , Halide Edip, Sabiha Gökçen, Hayme Ana gördüğüm için, Ve kadını şeytan sayan kaynar kazana atan batının karanlık çağından da, engizisyondan, kadını diri diri toprağa gömen doğunun cahiliyesinden de vareste bir koda sahip olmanın da farkındalığıyla kadını güçlendirilmek durumunda kalınıyor olması bile yeterince küçük düşürücü.” dedi.  Kadınların fıtratında biat ve kölelik yükleyen zihniyetin toplumsal sorunlara yol açtığını belirten Taşcı, bu zihniyetin tecavüz çocuğunu doğurmayı reddeden kadını tecavüzcüden daha cani gösterdiğini, kadının giyiminin, eve dönüş saatinin onu hedef yapabileceğini ima ettiğini ve kadını yok saymaya çalıştığını savundu Türkiye’de okuryazar kadın oranının %96 ile övünülebileceğini, ancak gelişmiş ülkelerde bu oranın %99,9 ile %100 arasında olduğunu hatırlatan vekil, Türkiye’nin kadınların toplumsal rolü konusunda geride kaldığını, istihdam ve işgücüne katılımda kadınların erkeklerden geride olduğunu, tek önde oldukları verinin işsizlik olduğunu sözlerine ekleyen Taşcı “Kadınların güçlendirilmesi ise Uzaktan çalışma, kısmi süreli çalışma ve gelir kaybını önleyici tedbirler üzerinde daha fazla durulmalı, Kadınları korumaktan çok; bu onları hayattan alıkoyan bir şey haline geldi çünkü;  onların korunmak durumunda kaldığı etkenler, kişiler, ortamların özne yapıldığı bir mücadele anlayışı geliştirilmeli, failin rehabilitasyonu, failin eğitimi, faile, potansiyel faillere psikolojik ve zorunlu eğitim gerekli” dedi

TAŞCI; “ÇOCUK HAKLARI İHLALLERİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ”

Ülkemizin çocuklar için adeta bir “yeryüzü cehennemine” dönüştüğünü belirten Taşcı, Türkiye’de çocukların karşı karşıya kaldığı tehlikelerin boyutlarına dikkat çekti. TÜİK verilerine göre 2023 yılında 178 bin 834 çocuğun suça sürüklenme sebebiyle güvenlik güçlerine geldiğini, 242 bin 875 çocuğun ise mağdur olarak kaydedildiğini belirtti. Bu çocukların %89,7’sinin suç mağduru olduğunu, suçların ise %61,3’ünün yaralama, %11,8’inin cinsel suçlar olduğunu ifade etti.  Taşcı, çocuk istismarının “küresel bir salgın” haline geldiğini belirterek “Bu benim tanımım değil “küresel salgın” olarak tanımlanıyor dünyada artık çocuk istismarı! ABD’deki her dokuz erkekten birinin (yaklaşık 14 milyon kişi) hayatlarının bir döneminde çocuklara karşı çevrim içi suç işlediğini kabul ediyor; sınırı yok, bizim çocuklarımız da olabilir mağdurları! Pandemiden sonra, 7-10 yaş arasındaki ilkokul çocuklarının çevrim içi cinsel eylemlerde bulunmaya yönlendirildiği, çocuk cinsel istismarı materyalleri yüzde 1000’den fazla artmış! Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılında paylaştığı rapora göre, 2019’da 2-17 yaşları arasında istismara uğrayan çocuk sayısı 1 milyara yakın! World Vision’ın verilerine göre, her yıl dünyada 1 milyar 700 milyon çocuk istismara uğruyor! dedi.

Türkiye’de çocuk istismarı vakalarında cezasızlığın arttığına da dikkat çeken Vekil, “cezasızlık” algısının potansiyel suçlular için cesaret verici olduğunu belirtti. 8 yaşındaki Eylül’ü işkenceyle öldüren sapığın daha önce iki sokak köpeğine tecavüz edip telle boğarak öldürdüğünü ve ceza almadığını örnek gösteren Taşcı, 12 yaşındaki çocuğa tecavüz eden sapığın “18 gözüküyordu” bahanesiyle serbest kaldığını da hatırlatarak;  “İster bölgesel bakın, ister küresel, ister ulusal, ister uluslararası; ortaya konan sayı ve oranlar bize tek ve ortak bir şey söylüyor: Çok endişelenmeliyiz! Çok, çok endişelenmeli ve bu endişeyi ivedi tedbir gerekçesi haline getirmeliyiz!” dedi.

Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması programına bütçeden ayrılan %10,7’lik payın yetersiz olduğunu ifade eden Taşcı, Türkiye’nin çocuk nüfus oranında Avrupa birincisi olduğunu ancak çocuk refahı politikalarının bu oranla uyuşmadığını vurguladı.  Çocuk Koruma Kanunu’nun revize edilmesi, yetkililerin eğitimlerinin güçlendirilmesi ve çocukların ailelerinden de korunması için çalışmalar yapılması gerektiğini ifade ederek çocukların temel ihtiyaçlarına erişimlerinin sağlanması, eğitim imkanlarının artırılması ve çocukların sosyal hayata katılımının desteklenmesi gerektiğinin de altını çizdi.

“SOSYAL YARDIMLARLA ÖVÜNMEK YERİNE YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİN”

Sosyal yardım alan hane sayısının 12 yılda neredeyse iki katına çıktığını belirten Selcan Taşcı artan sosyal yardım harcamalarına dikkat çekerek, bu durumun bir övünç kaynağı değil, utanç ve kahır vesilesi olduğunu belirtti. Taşcı, sosyal yardımların sosyal devlet olmanın bir gereği olduğunu, ancak iktidarın bunu bir seçim kazanma stratejisi olarak kullandığını ifade etti. Sosyal yardım yararlanıcılarından, çalışmasında engel olmayanları mesleki eğitimlere katılmasının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Taşcı, dijital bağımlılık, akran zorbalığı, suç ve şiddet gibi toplumsal sorunlara da değinerek bütçe programında bu konulara yeterince yer verilmediğini belirtti. Özellikle feodal yapıların ve bağımlılıkla mücadelenin bütçedeki yansımalarının yetersiz olduğunu belirten Taşcı  “Sosyal yardımlar sadece bir geçici çözüm olup, temel sorun olan yoksulluğun kökenlerine inilmeli ve kalıcı çözümler üretilmeli” diyerek, İstihdamın artırılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve eğitim seviyesinin yükseltilmesi gibi yapısal reformların yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“UTANDIM”

Özellikle huzurevleri ve engelli bakım merkezlerinde yaşanan kapasite yetersizliği, hijyen sorunları ve güvenlik zafiyetleri gibi konulara değinen Taşçı, Türkiye’de 8,5 milyon yaşlı nüfus olduğunu ve bu nüfusun ihtiyaçlarına uygun hizmetlerin yetersiz olduğunu ifade etti.  Huzurevi sayısının artmasına rağmen, yatak kapasitesinin hala yetersiz olduğunu ve özel sektörün bu alanda daha fazla teşvik edildiğini belirtti.. Engelli bireylerin durumuna da değinen Taşcı, Konuşmasında en dikkat çeken nokta ise şehit aileleri ve gazilere ayrılan bütçenin oldukça düşük olmasıydı. Bütçeden sadece %0.03 pay ayrıldığını belirterek bu miktarın 125 milyon 303 bin lira olduğunu ve bu durumun kendisini “utandırdığını” söyleyen Vekil, bu durumun kabul edilemez olduğunu, şehit ailelerinin ve gazilerin daha fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

“BAKANLIK KADROLARI TİTİZLİKLE SEÇİLMELİ VE SOSYAL HİZMET UZMANLARI  PSİKOLOGLAR İSTİHDAM EDİLMELİ”

Kadrolarının titizlikle seçilmesi gereken Bakanlıklardan birinin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olduğunu belirten Taşcı, Geçtiğimiz yıla göre Personel giderlerine ayrılan bütçenin %86 oranında arttığını belirterek, “Bu artış Sosyal Hizmet Uzmanları ve Psikologlar İstihdamı için mi yapıldı?” sorusunu yöneltti.  10 uzmanın yaptığı işi 4 yıllık üniversite mezunu 1 personelin yaptığını ifade eden Taşcı “Bu arada sağlık sektörü kadar zor yıpratıcı; yıpranma hakkı ve tüm çalışanların 4A statüsüne geçirilmesini de gerekli gördüğümü bildiriyorum.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam