


İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, TBMM Genel Kurul’da son dönemde üniversite protestolarına katılan gençlere yönelik gözaltı ve tutuklama süreçlerini sert bir dille eleştirdi.
Taşçı, gençlerin temel haklarını kullandığını savunarak, onlara yönelik uygulanan şiddet, taciz ve işkence iddialarının araştırılması çağrısında bulundu. “Yaşadıklarımızı ‘gerçekten’ yaşıyor olduğumuzu kabullenmek mümkün olmadığından, gerçeküstü bir filmin içinde hissediyorum ben kendimi,” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Taşçı, gençlerin suçlandıkları iddiaların en üst sınırdan cezalandırılması durumunda bile, bir gün dahi cezaevinde kalmamaları gerektiğini vurguladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19 Mart’tan bu yana 20 ayrı soruşturma başlattığını ve yüzlerce öğrenci hakkında dava açıldığını hatırlatan Taşçı, Edirne iddianamesinde üç öğrencinin tüm gösterileri organize etmekle suçlanmasını “akıl alır gibi değil” diyerek eleştirdi.
“Gösterileri Organize Eden Üç Öğrenci Değildi”
Gösterileri organize edenin hukuksuzluk, adaletsizlik ve orantısız şiddet olduğunu savunan Taşçı; Temel hak ve hürriyetlerini kullanan insanlara sergilenen orantısız şiddet, tıpkı şiirlerle, şarkılarla başlayan Gezi’deki gibi ve çok yazık ki bazı emniyet mensuplarının provokasyonu organize etti! Gençleri düşmanlaştıran siyaset dili organize etti! Gösterileri; Aslen 19 Mart operasyonu da değil bakın; Kimin Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı da değil… Diploma iptali organize etti! Diplomasını alacakları üniversitelerde, ders aldıkları hocalarının dahi diplomalarının iptaline şahit olan gençlerin kendi geleceklerine dair duydukları derin ve çok haklı, çok anlaşılır endişe organize etti gösterileri!” ifadelerini kullanarak Edirne İddianamesini sert bir dille eleştirdi.
“Gençler Terörist Olsalardı Bir Bakanla Çay İçerlerdi”
Öğrencilere “terörist misiniz” diye sorulmasını da eleştiren Taşçı, “Terörist olsalar savcının karşısında mı olurlardı? Terörist olsalar, illa şehrin ışıklarına karşı çay yudumlayacakları bir bakanın kolunda olurlardı!” dedi. Konuşmasında gençlerin gözaltı sürecinde yaşadıklarına dair ağır iddialar bulunduğunu vurgulayan Taşçı, gözaltı süreçlerindeki şiddet ve taciz iddialarının ezbere geçiştirilemeyeceğini söyledi.
Özellikle taciz iddialarının muhatabı olan memurların sicil numaralarını gizledikleri iddiasının çok ağır olduğunu belirten Vekil, “Velev ki bir gün hukuk devletinin bütün usul şartları yerine getirilsin, Kimden şikayetçi olacaklarını bilmiyor çocuklar! Herkesin anlaması gereken; Gençlerin yaptıkları değil gençlere yapılanlar suç olan! dedi. Taşçı, sadece gençlerin serbest bırakılması için değil, bu suçları işleyenlerin cezalandırılması için de mücadele edeceklerini söyledi. Ayrıca, gençlerin uğradığı psikolojik hasar da dahil olmak üzere verilen tüm zararın tazmini için mücadele edeceklerini de belirtti. Taşçı, TBMM Genel Kurulu’na da bu mücadeleye dahil olma çağrısında bulunarak, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.