-->

Çorlu Tren Kazası davasının bir kere daha ertelenmesine, TBMM’de en sert tepki İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı Hamşıoğlu’ndan geldi.

“FAİLLERİ NEREDE ARIYORSUNUZ DA BULAMIYORSUNUZ “

Yedisi çocuk 25 kişinin can verdiği, 328 kişinin yaralandığı katliam gibi kazadan sonra bir facianın da yargı sürecinde yaşandığına işaret eden Hamşıoğlu, “Bakın bu dava, olaydan tam 360 gün yani bir yıl sonra ancak başlayabildi. İlk duruşmada mahkeme heyeti çekildi… 3 yıl boyunca bir iddianamesi yoktu… 3 yılın sonunda, “faillerin tespiti için yürütülen soruşturmanın neticesinin beklenmesine” karar verildi! Tren var…İç-dış görüntü kaydı var… Tanık var… Oluş sebebi var… Oluş şekli var…Fail yok! O rayı oradan kim geçirdi? Zemin etüdünü kim yaptı? Menfezi kim? İhaleyi kim? Denetimi kim? Belli değil mi? Kim bu zincirin en tepesindeki? Nerede arandı da bulunamadı acaba olayın faili?” Diye konuştu.

“YAŞAMAK BU ÇOCUKLARIN HAKKI DEĞİL MİYDİ?”

Üç gün önce, Çocuk Hakları Günü dolayısıyla TBMM’de duygusal konuşmalar yağan AK Partili Milletvekillerine dönerek, Çorlu Tren Kazası’ndaölen çocukların fotoğraflarını gösteren İYİ Parti Milletvekili, “Peki bu çocukların hakkı ne olacak?” Dedi ve şöyle devam etti;

“10 aylık Beren’in, 7 yaşındaki Mavi Nur’un, 13 yaşındaki Gülce’nin, 14’ündeki Bihter’in, 5 yaşındaki Ömer’in, 16 yaşındaki Sena’nın, 9 yaşındaki Oğuz Arda’nın haklarını sormak istiyorum bugün: Yaşamak bu çocukların da hakkı değil miydi? Ben, hâlâ, fotoğraflarına bakamıyorum bu çocukların; hiçbirinin… Bir anne olarak, annelerinin bu çocuklara bir daha hiç sarılamayacakları gerçeğiyle yüzleştiğim her an aklımı yitirecek gibi oluyorum…”

ÜSTÜNLERİN HUKUKUNA AĞIR SÖZLER

Hamşıoğlu, mahkeme başkanının, kazada ölen Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz’ü işaret ederek “Şunu tutuklayın” demesine de tepki gösterdiği konuşmasında, “Bu insanların derdi mahkemeye hakaret değil. Dertleri hakkın, hukukun, adaletin dahi güçlüye göre tanzim edildiği bu “düzen”…Hakaret değil feryat söyledikleri… Biri de duyar umuduyla feryat ediyorlar her duruşmada…. 1964 gün geçti ve bugün hala diyordu ki o anne, “Ben hala her gece, evladımın camdan fırlarken, parçalanırken ne hissettiğini, acı çekip çekmediğini düşünmekten uyuyamıyorum…” Bu durumdaki bir annenin “öfkelenme hakkı” yok mudur;

Acı da mı çekmeyecekler! Her türlü felaketi “fıtrat”la normalleştirenler, neden bu yürek yangını, bir türlü, anneliğin fıtratından, insanlığın fıtratından göremiyorlar? Çocuklarının yokluklarına alışamamakla mı suçlayacağız aileleri?” İfadelerini kullandı.

Zaman zaman konuşmakta zorlandığı gözlenen İYİ Parti Milletvekili,  “Bu dava nasıl sonlanır bilemem ama çok iyi bildiğim: Suçun üstünü örtebilirsiniz… Suçluları adaletten kaçırabilirsiniz…  Bunu ifşa eden gazetecileri susturmayı deneyebilirsiniz… Ama “anneliği” hizaya getiremezsiniz… Annelerin ahı iki cihanda bırakmaz her kimse sorumluluğu bulunanları!” dedi.

TEKİRDAĞ CANLI HABER