EĞİTİM SEN: “TASARRUF EĞİTİMDEN DEĞİL İTİBARDAN OLUR” - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

7 Ekim 2024 - 20:17

EĞİTİM SEN: “TASARRUF EĞİTİMDEN DEĞİL İTİBARDAN OLUR”

reklam
EĞİTİM SEN: “TASARRUF EĞİTİMDEN DEĞİL İTİBARDAN OLUR”
Son Güncelleme :

23 Eylül 2024 - 13:24

148 views
reklam -->

Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi, Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlediği basın açıklamasında “Eğitim’den tasarruf olmaz” diyerek hükümet politikalarına tepki gösterdi.

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş’in de katılımı ile yapılan basın açıklamasında eğitime ve okullara bütçe istendiği vurgulandı.

“TASARRUF EĞİTİMDEN DEĞİL İTİBARDAN OLUR”

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş’in konuşmasıyla başlayan açıklamada İldeş yaşanan sorunları tek tek sıralarken şunları söyledi:

“2024-2025 eğitim öğretim yılında yine sorunlarla eğitim öğretimi açıyoruz. Her yıl başka bir umutla sorunlarımızı çözüleceğine dair inancımızda umudumuzu büyütüyoruz ama her seferinde başka bir hayal kırıklığıyla ve hüsranla eğitim öğretim dönemine giriyoruz. Bu sene de ne yazıkki temizlik sorunuyla eğitim öğretim yılını başlattık.Dahaönce toplum yararına program kapsamında okullarımızda temizlik görevlisi olarak alınan görevliler bu sene tanımı değişerek işgücü uyum programı adı altında ucube bir programla ne yazıkki okullarda temizlik görevi ile görevlendirildiler.Yalnız görevlendirilme şekli o kadar garabet halinde; ne yazıkki okullarımızın temizlik ve hijyen sorununa en küçük bir şekilde çözüm bulabilmekten çok uzak. Haftada üç gün çalışma ve çalışma saatleri ve ücretleri de dahil olmak üzere bir sürü olumsuz koşullar barındırıyor. Ne yazıkki okullarda bahsedilen rakamlarda temizlik personeli görevlendirilmesinden çok uzak rakamlarla karşı karşıyayız. Tekirdağ ilimizde toplamda 900 tane okul, 220.000 öğrencimiz ve 13.000 öğretmenimiz var. Milli Eğitim’in verdiği rakamlara göre işgücü uyum programı kapsamında 1100 görevli atanmıştır. Basittir matematik hesabıyla; yaklaşık 230 kişiye bir tane temizlik görevlisi düşmekte. Dün Bakan Bey’in açıklaması itibariyle tam görevli 30.000 kişiyi de atayacaklarını belirttiler ama yine bu hijyen problemleri çözüm noktasında oldukça eksik bir yerde kalmaktadır. Bizler, en baştan beri defalarca ilettik; eğitimin yapısal sorunları çözülmeden, eğitim ortamları hazırlanmadan, eğitim sağlıklı bir şekilde başlayamaz. Eğer siz, sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsanız; bu altyapı sorunlarını çözmek zorundasınız.

EĞİTİMDEN 40 MİLYAR TL TASARRUF EDİP 800 MİLYAR TL VERGİ AFFINA AYRILDI

İş gücü uyum programı kapsamında görevlendirilenlerin görevlendirme tarihleri 9 Eylül! Okulların başladığı gün görevlendirmeleri geldi. Şu anda halen neredeyse Türkiye genelinde yüzde sekseninde bu temizlik görevlileri görevine başlamadı. Başlayan temizlik görevlileri de ne yazıkki bu çalışma koşullarındaki ağır sorunlardan kaynaklı bu görevi daha fazla devam ettiremeyeceğini ilan edip görevlerini bıraktılar. Gelecek neslimize, bize, tasarruf paketi altında bunları reva görenler, ne yazıkki ülkenin sermayedarlarına bunlardan kat ve katını teşvik olarak ödemekten geri durmuyorlar. Tasarruf paketi adı altında açıkladıkları toplam rakam 40 Milyar TL bu 40 Milyar TL’nin okula düşen payı ise üçte biri. Fakat sadece sermayedarları bir yıl içinde teşvik adı altında, vergi muafiyeti noktasında aktardıkları ücret 800 Milyar. Bu ülkenin neslinin ne yazıkki bir avuç sermayedardan daha değersizleştirildiği bir süreçten geçiyoruz.Bu ülkedeki eğitim neferlerinin hiçbirinin hak etmedikleri ve değersiz kılındıkları bir süreçten geçiyoruz. Bu noktada Eğitim Sen olarak genel bir çağrımız var; okulların alt yapılarının tam olarak düzeltilmediği bir eğitim öğretim yılı başlamamıştır. Okullarınsınıfları birleştirilerek tasarruf tedbirleri ile mağduriyet gerçekleştiriliyor. Pandemi döneminde dahi görmediğimiz anti hijyen ortamlarında ne yazıkki mesleğimizi icra etmek zorunda kalıyoruz. Sınıfların mevcut sayısı 24’ten 38’e 40’a kadar çıkıyor.

“BU ÜLKENİN KAMU MALIYLA İLGİLİ HİZMETLERİNDEN TASARRUF EDEMEZSİNİZ”

Bu hijyensiz ortamda aynı zamanda öğretmenlerimiz norma düşüyor normdan kaynaklı çeşitli il ve ilçe görevlendirilmeleri ile tasvip ediliyor. Biz de bu eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını sayın bakanın ağzından dile getiriyoruz. Böyle bir eğitim öğretim yılının açılışı gerçekleşemez. Önümüzdeki dönem bütçe dönemi bu bütçe döneminde eğitime bütçe, okullarımıza ödenek istiyoruz. Tasarruf paketi kapsamında gündeme aldığınızeğitimden tasarruf olmaz, itibardan tasarruf olur! Bizi duymamakta ısrar eden tüm yetkilileri bu ülkenin 28 milyon öğrencisi ve velileri olarak tüm yurt genelinde bir kez daha uyarıyoruz; tasarruf diye bahsettiğiniz şey eğitimde olmaz, sağlıkta olmaz, hizmet üretim alanlarında tasarruf olmaz! Eğer bir yerden tasarruf etmek istiyorsanız, bu ülkenin sermayedarlarına vermiş olduğunuz vergi muafiyeti ve teşviklerden tasarruf edeceksiniz! Bu ülkenin kamu malıyla ilgili hizmetlerinden tasarruf edemezsiniz. Bu noktada sesimizi büyütmeye, sözümüzü yükseltmeye devam edeceğiz ve tepki veren tüm arkadaşlarla mücadelemize devam edeceğiz.”

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Genel Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş’in konuşmasının ardından basın açıklaması okunurken yapılan açıklamada şunlar söylendi:

“OKULLAR HİJYEN KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA”

Okullarımızın onlarca sorununa yeni sorunların eklenmesi ile yeni eğitim öğretim yılına başlamış bulunuyoruz. Okulların bütçesiz, olanaksız bırakılması, personel yetersizliği gibi başlıklarla anayasal hak olan kamusal eğitimin imkânsızlıklara dönüştürüldüğü, eğitimin piyasalaştırıldığı bu gidişata dur demek için bugün buradayız.

Taşımalı eğitimde servislerin kaldırılması ile taşradan gelen öğrencilerimizin imkân eşitliği hakkı, eğitim hakkı ellerinden alınmıştır. Servislerin kaldırılması örgün öğretime devamlılığı azaltmakta ve en fazla kız çocuklarının eğitimden kopmasına neden olmaktadır.

Atanmayan binlerce mesleğine aşık öğretmen görev beklerken, bakanlık sınıf şube sayılarını yükselterek ihtiyaç duyulan öğretmen sayısını, kâğıt üzerinde masa başı oyunlarla azaltmakta, kalabalık sınıf ortamlarında eğitimin kalitesine bir darbe daha vurmaktadır.

Bugün bir kez daha çocuklarımızın geleceğine yapılan ihanetin tanığıyız. İşgücü Uyum Programı, okullarımızın en temel ihtiyacı olan temizlik ve hijyen konusunda dahi tasarruf tedbirleriyle kısıtlanıyor. Haftada yalnızca üç gün çalıştırılacak yardımcı hizmet personelleri, asgari ücretin bile çok altında bir ücretle görevlendiriliyor. Üstelik, çalıştıkları günler sigortaları yapılırken, bu süre emekliliğe bile sayılmıyor. Bu koşullarda kim bu işi yapmak ister? Üç gün yeter mi? Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz mu?

“HİJYENDEN TASARRUF EDİLEMEZ!”

Okullarda temizlik bir lüks değil, zorunluluktur! Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim alması, en temel insan haklarından biridir. Fakat bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, hükümet geçici ve güvencesiz çözümlerle bizi oyalıyor. Okullarımızda hijyen eksikliği nedeniyle yaşanacak salgın hastalıklar kapıda. Bu, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğinin sağlığıyla oynamak demektir. Geçici iş gücüyle değil, kadrolu ve güvenceli istihdamla bu sorun çözülebilir!

“VELİLER BU SORUN HEPİMİZİN!”

Çocuklarımızın sağlığını ve eğitim hakkını korumak hepimizin görevi. Veliler olarak, bu soruna sessiz kalmamalısınız! Okullarda hijyenin sağlanması, sağlıklı içme suyu ve her çocuğa bir öğün yemek sağlanması öğrencinin en temel hakkıdır. Her gün çocukların karşı karşıya olduğu bu sorunları çözmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Eğer bugün harekete geçmezsek, çocukların geleceğini kaybedeceğiz.

“KAYNAKLAR NEREDE HARCANIYOR?”

Sarayın harcamaları, sermayeye verilen vergi afları devam ederken, eğitim bütçesinden tasarruf yapılması hangi akla sığar? Devletin asli görevi, eğitime ve çocuklarımızın geleceğine yatırım yapmaktır. Ancak, milyonlarca lira sarayın lüks harcamalarına, büyük şirketlere teşvikler olarak aktarılırken okullarımıza yeterli ödenek ayrılmıyor. Bugün sınıflarda hijyenik olmayan koşullarda eğitim gören çocuklarımız, geleceğin yetişkinleri olacak. Bu adaletsiz düzeni kabul edebilir miyiz?

Bakın buradan bir daha okuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42. Maddesine göre; “İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.”

Ne diyor Anayasa, pa-ra-sız-dır. Anayasayı ihlal etmek suçtur. Halkın haklarını gasp etmek suçtur.

Bakın şimdi Millî Eğitim Bakanlığı nasıl suç işliyor. 29 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanan İşgücü Programlarının Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe göre personel alımı yapılacak, okullarda görevlendirilecek ve haftada 3 gün çalıştırılıp, çalıştığı günler için 566 TL günlük ücret ödemesi yapılacağı açıklanan program talep görmemiş ve okulların açıldığı daha ilk haftadan itibaren kriz yaratmıştır.

“BİR DEVLET NASIL OLUR DA AÇLIK SINIRININ 3’TE BİRİNİN ALTINDA BİR MAAŞ TEKLİF EDER?”

Açlık sınırı rakamı açıklandı 27 bin 270 TL. Asgari ücret 17 bin 2 TL. İşgücü Uyum Programı; ucuz işgücü ve emek sömürüsü içeren bir programdır. Program kapsamında 10 aylık süreç içerisinde, en fazla 140 gün ve günde 7,5 saat çalışılacak, programa devamlar zorunlu olacak ve sadece genel sağlık sigortası yapılarak, emekliliğe yansımayacak şekilde planlanan, çalışma şartlarını kabul eden personele aylık en fazla 8400 TL civarında ücret ödenecek düzenlemeler içermektedir.

Bu rakamlar utanç vericidir ve hukuk dışıdır. Bir Devlet nasıl olur da açlık sınırının 3’te birinin altında bir maaş teklif eder?

İşkur, Milli Eğitim Müdürlükleri ve okul müdürlükleri birçok kez duyuruya çıkmalarına karşın, bu şartlar altında çalışacak yeterli personel bulamamıştır. Yetersiz personel nedeniyle okullar gerekli temizlik ve hijyen koşullarını sağlayamadıkları ve güvenlik görevlisi görevlendiremedikleri için zor durumdadır.

İşgücü Uyum Programı kapsamında çalışacak personel bulamayan okullar, okul aile birlikleri üzerinden program dışı yardımcı personel açığını kapatmaya çalışmakta, bu mali külfet bağış ve aidat adı altında toplanmaya çalışılan paralarla veliler üzerine yıkılmaktadır. Para toplama işleri sanki öğretmenlerin göreviymiş gibi algılayan bazı okul idareleri, öğretmenleri para toplaması konusunda sıkıştırmakta, bu durum sıkıntılar yaşanmasına sebep olmaktadır.

Tasarruf adı altında, çocuklarımızın sağlığı ve geleceği riske atılamaz. Eğitim Sen olarak, her çocuğun hijyenik koşullarda eğitim alması için kadrolu ve güvenceli temizlik personeli istihdam edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, her öğrenciye bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanması, kamusal eğitimin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu, çocuklarımızın sadece bugünü değil, yarınını da güvence altına alacak bir adımdır.

Velileri ve Eğitimcileri Mücadeleye Çağırıyoruz!

Bu sorunu hep birlikte sahiplenmezsek, çocuklarımızın sağlığı, eğitim hakkı ve geleceği daha da tehlikeye girecek. Veliler, öğretmenler, eğitim çalışanları! Gelin, hep birlikte sesimizi yükseltelim. Kamusal eğitim hakkını savunalım, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alması için mücadele edelim. Bu mücadele, yalnızca öğretmenlerin değil, tüm toplumun mücadelesidir.

“EĞİTİM SEN OLARAK DİYORUZ Kİ; TASARRUF EĞİTİMDEN DEĞİL, İTİBARDAN OLUR”

Geleceğimizi ellerine teslim ettiğimiz çocuklarımızın haklarını birlikte savunmalıyız. Eğitime bütçe, okullara ödenek talebimizi daha güçlü bir şekilde haykırmak için sizleri yanımızda görmek istiyoruz. Geçici çözümlerle değil, kalıcı politikalarla eğitimi koruyalım! Gelecek çocuklarımızın, onların hakkını savunmak bizim görevimizdir!

Bu nedenle ilgili bakanlıklar bir an önce bu emek sömürüsü programdan vazgeçmeli, okullara kalıcı ve yeterli yardımcı personel alımı yapmak için gerekli adımları atmalı, kesintisiz ve gerektiği şekilde hijyen koşullarını sağlamalıdır. Eğitim Sen olarak diyoruz ki; Tasarruf eğitimden değil, itibardan olur.”

Yapılan basın açıklamasının ardında CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun da konu hakkında görüşlerini açıkladı.

AYGUN: “CUMHURİYET TARİHİNİN EN KÖTÜ MİLLİ EĞİTİM BAKANIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Aygun; “Sayın öğretmenlerim, sizler bizleri yetiştirdiniz. Bizi yetiştirenler baş tacıdır. Bizi yetiştirenler bugün feryat içerisinde, geçtiğimiz hafta Eğitim İş ile buradaydık. Bugün Eğitim Sen ile yine Milli Eğitim’in önündeyiz ama sesimizi duymuyorlar! Gazeteciler okullardaki güvenliği, hijyeni soruyor Bakan Bey’e ama konumuz basketbol! Basketboldan sorumlu Bakan ise Kayseri’de mangal partisi yapıyor. Aşkın Bak, mangal partisi yapacağına basketbola bakacak, Milli Eğitim Bakanı da okullarına bakacak! Geleceğin teminatı çocuklarımıza en iyi, en sağlıklı eğitimi sağlaması gerekirken o başka işlerle uğraşıyor. Cumhuriyet tarihinin en kötü Milli Eğitim Bakanıyla karşı karşıyayız. Bütçe görüşmelerinde de mecliste de defaten dile getirdik; çocuklarımızın geleceğiyle oynamayın! Çocuklarımız bizim geleceğimiz, çocuklarımıza iyi geliştiremezseniz, iyi eğitemeseniz, ülkenin geleceği maalesef perişan olacaktır. İşte şimdi buradan sesleniyoruz; okullarımıza sahip çıkalım! Çocuklarımıza sağlıklı, güvenli bir ortam sağlayalım.” Dedi.

“ARTIK BIÇAK KEMİĞE DAYANDI!”

Artık bıçağın kemiğe dayandığını vurgulayan CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. İlhami Özcan Aygun; “Geçmiş dönem Milli Eğitim Bakanı’nın okullarda bir öğün öğün yemekuygulamasını ortadan kaldıran Bakanı ben buradan kınıyorum. Bir an evvel bu yanlışlardan dönülmesi gerekiyor. Çocuklarımızın sağlıklı, güvenli bir ortamda eğitim görmesi gerekiyor. İstirham ediyoruz, rica ediyoruz ama bizim de artık iyi niyetten yavaş yavaş uzaklaşacağımız günler geliyor maalesef. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. O çocuklar bizim de evladımız. Artık bıçak kemiğe dayandı! Diğereğitim sendikalarıyla, velilerimizle, çocuklarımızla birlikte sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Eğitimle şaka olmaz.Buçocuklar bizim temizlikle, sağlıkla uğraşacaklarına eğitimle uğraşmaları gerekiyor. Öğretmenlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Gazi Mustafa Kemal’in öğretmenleri bizim baş tacımızdır.” İfadelerini kullandı.

Özlem Gürakar

GÜVEN TEKİRDAĞ GAZETESİ – TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam