-->
Geçtiğimiz günlerde Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren Diyetisyen Özge Özer ile çalışmaları ve gündeme dair konular üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Diyetisyen Özge Özer kimdir? Eğitiminiz sonrası Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Merkezi açma fikriniz nereden geliyor bizle paylaşabilir misiniz?
İstinye Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden 2020 yılında mezun oldum. Mezun olduktan sonra staj mahiyetinde birkaç yerde çalıştıktan sonra 5 ay kadar bir güzellik merkezinde görev yaptım. Ancak bu alanın kendime uygun olmadığını fark ettim ve oradan ayrıldım. Bu aşamada kendi ofisimi açma fikri doğdu ve bu yöne kanalize oldum. İnsanlara daha faydalı olabileceğime emin olduğum kendi ofisimi açmış olmaktan dolayı çok mutluyum. Açılışımıza katılan herkese buradan bir kez daha teşekkür etmiş olayım, eksik olmayın. Çok kısa bir süre önce açılmamıza rağmen çok yoğun bir ilgiyle bizi tercih etmelerinden dolayı da danışanlarıma buradan teşekkür ediyorum. Sağlıklı yaşamı tercih etmeleri bakımından iyi ki varlar.
Özel bir yaş grubu tercihiniz var mı?
Burada daha çok çocuklarla çalışmak isterim. Onların savunmasız olmaları, masum olmaları beni tetikleyen bir durum. Ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor her şeyden önce ama onlar bu durumun farkında değiller ne yazık ki. Keza benim ailem de çok bilinçli bir yetiştirme söz konusu değildi. Lütfen söylemlerim yanlış anlaşılmasın, Türk Mutfağı çok zengin, çok lezzetli ama karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme türünü beraberinde getiriyor ve eskiden yetersizlikler söz konusuydu. Günümüzdeki kadar bilgiye erişim sağlanamıyordu ve en basitinden TV kanalıyla beslenmenin yararlarından zararlarından bu denli bahsedilmiyordu. Şahsım adına o dönemden tüketmeye alışık olduğum bazı gıdalarda çok zorlandım. Hayatımdan uzaklaştırırken ve arada kaçamak yaptığım da doğrudur. Dolayısıyla bu alışkanlıklar çocuk yaşta şekilleniyor. Ben de bu aşamada çocuklara beslenme eğitimi vermek istiyorum. 4-6 kişilik gruplar halinde çocuklara oyunlar oynatarak bilgilendirme yaparak eğitimler vermeyi düşünüyorum. Bugüne kadar alanımla alakalı çocuk ağırlıklı sempozyumlara katılarak çocukların ilgisini çekebilecek tarifler deneyerek kendimi bu alanda geliştirdim ve bu şekilde onlara faydalı olmak istiyorum.
Asıl hedef kitleniz çocuklar. Peki size her danışan ile çalışıyor musunuz?
Etrafımda çok kişi var ilk müşterin ben olayım önce beni zayıflat diyen. Sadece zayıflamak için değil belki ama sağlıklı yaşama kavuşmaları için elimden geleni yapmaya hazırım. Fakat diyet yapmaya niyetli olmayan kişilerle çok fazla çalışma taraftarı değilim. Çözüm odaklı yapım itibariyle 1 aylık, 3 aylık, 6 aylık ve yıllık paket şeklinde zaman aralıkları belirledim. Bu anlamda diyet yapmaya niyetli olmayan kişiler hem zamanlarını hem paralarını boş yere harcamasınlar. Kendilerini yormasınlar, benim enerjimi de tüketmesinler düşüncesindeyim.
Bu söylemeniz ile ciddi bir kazancı da elinizin tersi ile itmiş oluyorsunuz. Kazanç sizin için önemli değil mi?
Kazanç elde etmem benim için hep ikinci planda olmuştur. Bir danışanımın nihai amacına ulaşması dolayısıyla benim ona sağladığım fayda beni daha çok mutlu ediyor. Ben sevginin iyileştirdiğini düşünenlerdenim. Yazılan diyet listeleri uygulama alanı bulamıyorsa gereksizdir. Beslenme eğitimi önceliklerim arasında. Beslenmenin kişi için olması gerektiği gibi sürdürülebilir olması benim için daha önemli. Danışanlarımla ilk bir saat tanışma evremiz oluyor ve beyan edilen şekilde diyet listesine uymayacağını düşündüğüm an seçici davranıyorum, başlamamayı tercih eden taraf ben oluyorum. Çünkü alma-verme dengesine inanıyorum. Ben bir şeylerden fazlaca taviz verdiğimde karşımdaki insan bunu suistimale çeviriyorsa bir yerden sonra kendimin başarısız olduğum inancına kapılmama sebep oluyor ve kendi çalışmalarımı sorgulamak zorunda kalıyorum. Halbuki sorun bende değil çünkü gün içinde danışanımın ne yaptığı ve ne tükettiğini bilmiyorum. Bu yüzden daha çok bir aylık paketi öneriyorum. Danışanımla birbirimizi tanıyıp bu yolda ilerleyeceğimize karar vermemiz için yeterli bir süre. Çünkü yapılan diyet listesine uyup uymayacakları 10 günde belli oluyor.
1 aylık süreç tüm danışanlarınız için geçerli mi?
Morbid obez kişilerle en az 6 ay çalışmak durumundayız. Onlar, ilk aylarda oldukça fazla kilo verirler ve ideal kilolarına yaklaştıkça kilo vermede bir yavaşlama evresi yaşarlar. O aşamada tekrar diyet listeleri düzenlenmesi gerekir. Dolayısıyla zamana ihtiyaç vardır.
Danışanlarınızın ilk etapta kan tahlili ile gelmesi mi gerekiyor?
Yeni yapılmasını tercih ederim ama kişi iğneden korkuyordur ya da başka gerekçeleri vardır. Öyle danışanlarım için son 6 ay içerisinde yapılmış bir kan tahlili ve 3 günlük saatli besin tüketim kaydı ile birlikte ilk 1 saatlik görüşmede yönelttiğim sorularla danışanlarımı tanımaya çalışıyorum ve kişiyi analiz cihazına alarak detaylı bir programla süreci ilerletiyoruz.
Özellikle sosyal medyada sıkça karşılaştığımız öncesi-sonrası fotoğraf kıyaslaması hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Sosyal medya hesaplarında sıklıkla görüyorum, danışanın rızası olmadan öncesi-sonrası fotoğraflarına denk geliyorum. Kimseyi zan altında bırakmak istemem ancak bunların bir kısmı photoshop yani oynanmış fotoğraflar. Aslına uygun değil, bir kısmı da danışanların rızası olmaksızın yüzlerinin gözüktüğü fotoğraflar. Bu konuda da danışanların dikkatli olmaları konusunda uyarımı yapmış olayım. Bu yapılanı doğru bulmuyorum, beden algısı konusunda kıyas yapmayı beraberinde getiriyor ancak hiç kimsenin metabolizması bir diğeriyle aynı değildir. Kişinin kronik bir rahatsızlığı varsa semptomları azaltmaya yönelik çalışmak gerekir yani doğru yöntemlerle kişiye özel diyet listeleri hazırlanmalıdır.
Sorularımızı içtenlikle cevapladığınız için Güven Tekirdağ Gazetesi ve Tekirdağ Canlı Haber İnternet Haber Sitesi adına teşekkür eder, başarılarınızın devamını dileriz.
Röportaj: Özlem Gürakar
Güven Tekirdağ Gazetesi’nin 15-31 Mart tarihli 29. sayısından alınmıştır.
TEKİRDAĞ CANLI HABER
-->
