“ZAMLARI GERİ ALIN ÖZELLEŞTİRMELERİNİ İPTAL EDİN” - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

6 Ekim 2024 - 13:46

“ZAMLARI GERİ ALIN ÖZELLEŞTİRMELERİNİ İPTAL EDİN”

reklam
“ZAMLARI GERİ ALIN ÖZELLEŞTİRMELERİNİ İPTAL EDİN”
Son Güncelleme :

26 Şubat 2022 - 16:06

163 views
reklam -->

DİSK – KESK – TMMOB – TTB Tekirdağ Şubeler Platformu, yeni yıl ile birlikte yapılan ve halkın altında ezilmek zorunda bırıkıldığı zamlara tepki gösterdi.

Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasına DİSK – KESK – TMMOB – TTB Tekirdağ Şubeler Platformu yöneticileri ve üyelerinin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, CHP Tekirdağ İl Başkanı Şener Zeynel Saygın, CHP Süleymanpaşa İlçe Başkanı Aycan Gündüz, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler ve vatandaşlar destek verdi.

“SESİMİZE SES GÜCÜMÜZE GÜÇ KATTINIZ”

Basın açıklaması öncesinde “Bugün burada bizlere destek olan; kabul edilemez zamların, hayat pahalılığın altında ezilen tüm kesimlerin bileşenleri; işçiler, işsizler, kamu emekçileri , emekliler, kadınlar, gençler, öğrenciler , esnafımız, çiftçimiz, köylümüz bir aradayız. Bir arada da olmak zorundayız. Tekirdağ halkımızı, basınımızı, siyasi parti, stk, oda, birlik, dernek temsilci ve üyelerini saygıyla selamlıyoruz. Sesimize ses, gücümüze güç kattınız. Teşekkür ediyoruz.” denilirken DİSK – KESK – TMMOB – TTB Tekirdağ Şubeler Platformu adına İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cafer Çetin’in yaptığı basın açıklamasında şunlar ifade edildi:

“ÜLKE OLARAK TARİHİMİZİN EN ZOR SÜREÇLERİNDEN BİRİSİNİ YAŞIYORUZ”

Özel elektrik şirketlerinin kazançlarını artırmak için yapılan fahiş zamlara, yükselen doğalgaz fiyatlarına, benzin, motorin, otogaz fiyatlarındaki sürekli artışlara, bütün mal ve hizmet fiyatlarının daha da artacak olmasına, hayat pahalılığının çekilmez hale gelmesine, ödenemeyecek faturalar nedeniyle elektriği, gazı, suyu kesilecek milyonlarca yurttaşı soğuk ve karanlık günlere mahkum edecek politikalara itiraz ettiğimiz için bu açıklamayı yapıyoruz.

Ülke olarak tarihimizin en zor süreçlerinden birisini yaşıyoruz. Yıllardır iç içe geçerek gittikçe daha büyüyen ekonomik, sosyal, siyasal sorunlar yaşamın her alanını tıkayan çoklu bir krize dönüşmüş bulunuyor. Bu çoklu krizin faturası ise baskı ve şiddetten beslenen tam bir anayasasızlık hali ve yoksullaştırma ile halka, emekçilere kesiliyor. Gittikçe ağırlaşan yoksulluk, işsizlik tablosu ile birlikte mevcut iktidarın yönetememe krizi de derinleşmektedir. Cilalanarak piyasaya sürülen “kur korumalı mevduat sistemi” de, “tarihi artış” olarak pazarlanmak istenen asgari ücret artışı da yaşanan krizi çözememektedir.  Çünkü asıl ve gerçek tarihi artış hayat pahalılığında yaşanmaktadır.

Zamların zamanlaması da bilinçli ve manidardır. Zammın yürürlük tarihi 1 Ocak 2022 yapılarak bu yüksek artışlar enflasyon hesabının dışında bırakıldı. Böylece yapılan maaş-ücret zamlarının önemli bir bölümü, yapılan zamlarla geri alınmış durumdadır.  Resmi verilere göre 2022 Ocak ayı itibari ile tüketici enflasyonu yıllık %48,69, gıda enflasyonu yıllık yüzde 56, ulaştırma enflasyonu ise yüzde 69 artmıştır. Ancak asıl artış enerji kullanımı ile ilişkili olarak petrol, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yaşanmıştır. Merkez Bankası’na göre, üreticilerin elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı fiyatları yüzde 138,5 artarken, tüketicilerin enerji kullanım fiyatları ise yüzde 76,4 artmıştır.

“FATURALAR İKİYE HATTA ÜÇE KATLANMIŞTIR”

Enerji alanında yaşanan artışlar suya atılan bir taşın oluşturduğu halkalar gibi ulaşımdan gıda ürünlerine, meyve ve sebzeden temel tüketim maddelerine kadar her alana yansımaktadır. Dolayısıyla bugün toplum olarak maruz bırakıldığımız yüksek enflasyonda, artan hayat pahalılığında en büyük pay enerji alanında yaşanan fiyat artışlarıdır. Buna bağlı olarak da zorunlu temel tüketim , gıda fiyatları da kabul edilemez oranlarda artmıştır. Bu yüksek zamlar yoksullaştırılan halkın, emekçilerin gelirini eritmeye, yaşamını alt üst etmeye yetmektedir. Öte yandan çetin geçen kış koşullarında artan tüketim,  elektrik ve doğalgaza yapılan fahiş zamların etkisini daha artırmış,  faturalar ikiye, hatta üçe katlanmıştır.

Bu tabloya rağmen bugün halk ;  fahiş zam yapılan elektrikte kısmi indirim,  gıda ürünlerinde fiyatlarına yansıyıp yansımayacağı dahi belirsiz olan KDV indirimi, gibi bataklığı kurutmak yerine tek tek sivrisinek avlamaya dayalı düzenlemelerle oyalanmak istenmektedir. Oysa bu yöntemlerin, düzenlemelerin tek başına çözüm üretmesi mümkün değildir. Çünkü ülkemiz uzun yıllar önce “serbest piyasa ekonomisine geçiş” adı altında üretim ve tüketim faaliyetlerinin tamamını emek ve doğa sömürüsü üzerinden sermayenin, şirketlerin karını artırmayı temel alan kapitalist sisteme göbekten bağlı bir ülke haline getirilmiştir.

Son yirmi yıldır hayata geçirilen halkın değil, bir avuç mutlu azınlığın çıkarlarını temel alan özelleştirme soygunu ise ülkemizin her alanda dışarıya bağımlılığını artırarak içine sürüklendiği bataklığı daha fazla büyümüştür. Türkiye’de enerji alanı, bağımlılığın ve özelleştirme soygunun en derin yaşandığı alan olarak öne çıkmaktadır. İhtiyaç olup olmadığına bakılmaksızın plansız bir şekilde yapılan köprüler, havalimanları, duble yollar ise petrol ihtiyacını artırdıkça artırmıştır. Tüm bunların sonunda enerjide dışa bağımlılık yüzde 75’lere ulaşmıştır. Bu plansızca yapılanların bedeli de verilen teminatlarla yüksek bedellerle halka ödettirilmektedir. Geçmediği köprünün, otoyolun euro-dolar üzerinden borcunu ödetmek bu halka zulüm değil de nedir? Bunun adı katmerli soygundur!  Ve bu soygunun ardında birilerini kurtarma, zengin etme operasyonu yatmaktadır. 

“OHAL KHK’LERİ İLE YARATILAN ANAYASASIZLIK HALİ FİİLEN DEVAM ETTİRİLİYOR”

Bugün, bir avuç mutlu azınlık dışında kalan başta dar gelirliler ve ücretli kesimler olmak üzere milyonlarca insan enerji fiyatlarındaki bu devasa artış sonucunda ısınma ile beslenme arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır. Milyonlar artan gıda fiyatları yüzünden yeterince beslenemediği gibi sert geçen kış koşullarında yeterince ısınamadığı halde nerdeyse kira giderlerine ulaşan elektrik ve doğalgaz faturaları ile baş etmeye çalışmaktadır. İşte bu sebeplerle siyasi iktidarı halkın insanca yaşam taleplerine kulak vermeye davet ediyoruz!

Bu derin siyasal ve ekonomik krizlerin sorumlusu bizler değiliz.  Tekrar ifade ediyoruz; gıda ürünlerinden doğalgaza, akaryakıttan elektriğe kadar tüm ürünlere birbiri ardına gelen zamlar, emeğiyle geçinen geniş toplum kesimlerinin hayatlarını sürdürülemez hale getirdi. İktidar, muhalif kurum ve yapıları susturmak, sindirmek, korkutmak, işlevsizleştirmek ve sonuç olarak etkisizleştirmek için devletin tüm olanaklarını, kurumlarını kullanmaktan geri kalmıyor. OHAL KHK’leri ile yaratılan Anayasasızlık hali fiilen devam ettiriliyor. Güvenilirliğini tümüyle yitirmiş TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına dayanılarak yapılan ücret artışları, halkın her geçen gün daha fazla yoksullaşmasına neden oluyor. Daha yılın ilk günlerinde gelen zamlar ve vergi oranlarındaki artışlar nedeniyle asgari ücrete, memur maaşlarına ve emeklilere yapılan göstermelik artışlar daha emekçilerin cebine bile girmeden eriyip gitti.

“TALEPLERİMİZ…”

Emekçi ve dar gelirli kesimler her gün daha fazla borçlanarak, daha fazla kredi kullanarak ay sonunu getirmeye çalışıyor. Emekçiler sorumlusu olmadıkları bir krizin bedelini ödemek zorunda kalıyorlar. Bu ülke halkının, bu ülke emekçilerinin artık nefes almaya ihtiyacı var. Biz emek ve meslek örgütleri DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak, üyelerimize ve halka karşı görevimizin bilinciyle, iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Geniş halk kesimlerinin krizden daha fazla etkilenmemesi için;

Bu gerçeklerden hareketle acil taleplerimiz şunlardır:

*Elektrik fiyatlarındaki artışlar fahiştir, kabul edilemez. Zamlar geri alınmalıdır.

* Konutlarda elektrik, doğalgaz ve suda KDV oranı yüzde 1`e düşürülmelidir.

* Maddi imkansızlık nedeni ile faturalarını ödeyemeyenlerin elektrik, gaz ve suyu kesilmemeli, kamu kaynaklarından sağlanacak desteklerle, yurttaşların karanlıkta, soğukta ve susuz kalmaları önlenmelidir.

*Hızla artan fiyatlar karşısında düşük ücretleri de hızla gerileyen çalışan ve emeklilerin gelirleri insanca yaşamalarına imkan verecek düzeye yükseltilmelidir.

“Köklü çözüm, kamusal hizmetlerin kamu eliyle verilmesindedir.”

*Başta gıda ürünleri olmak üzere elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ulaşım gibi temel ihtiyaç kalemlerine yapılan zamlar geri alınmalı, vergiler düşürülmelidir.

*Krizde işini kaybeden, geliri azalan tüm kesimlere doğrudan gelir desteği sağlanmalıdır.

*İşten çıkarmalar yasaklanmalı, istihdamı korumak için gerekli önlemler alınmalıdır. Çalışma koşulları düzeltilmeli, emekçilerin sağlıklı ve güvenli koşullarda, güvenceli olarak çalışması için önlemler alınmalıdır.

*Yoksulluk sınırının altında yaşayan kesimlerin temel gereksinimleri karşılanmalıdır.

*Vergi adaletsizliğine son verilmeli, dolaylı vergilerinin payı azaltılmalı, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınan bir sistem kurulmalıdır.

*Hayat tarzına müdahale aracına dönüşen özel tüketim vergileri kaldırılmalıdır.

*Yandaş şirketlere yapılan dövize endeksli garantili ödemeler iptal edilmelidir.

*En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilmeli, Emeklilikte Yaşa Takılanların emeklilik hakları verilmelidir.

*Dövize Endeksli Mevduat gibi, geçim sorunu yaşayan milyonlardan alıp, faiz geliri elde edebilen bir avuç zengine kaynak aktaran bu politikalara derhal son verilmelidir. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükler önüne koyduğu engelleri, baskı politikalarını, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır.

*Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmelidir.

*Kamuda sözleşmeli, taşeron gibi güvencesiz istihdam biçimine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam esas alınmalı, tüm kamu emekçilerinin emekliliğe esas ek göstergesi 3600 taban gösterge baz alınarak tüm meslek grupları için yeniden düzenlenmelidir.

*ILO 190 sayılı sözleşme uygulanmalı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı geri alınmalıdır!

*Evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemine geçilmelidir.

*Halkçı tarım politikaları hayata geçirilmelidir.

* Artarak devam eden sağlıkta şiddet vakalarından da görüldüğü üzere göstermelik mevzuat düzenlemelerinin sağlıkta şiddeti azaltamadığı açıktır. Sağlıkta şiddeti azaltabilecek gerçek düzenlemeler derhal uygulanmalıdır. Kamusal sağlık hizmetleri halka ücretsiz ve en nitelikli şekilde sunulmalıdır.

“ÜLKE KAYNAKLARININ TÜKETİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Emeğiyle geçinen milyonlarca yurttaşımızın temsilcisi ve sesi olarak bizler de  halkın yoksullaştırılmasına, sefalete sürüklenmesine, ülke kaynaklarının tüketilmesine izin vermeyeceğiz. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, iş güvencesi, insanca yaşayabileceğimiz koşullar ve demokratik bir Türkiye için taleplerimizin takipçisi olmaya ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. “

TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam-->
reklam