Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu, Malkara’da 2 yaşında cinsel istismara uğrayan Sıla bebek ve Diyarbakır’da 8 yaşında katledilen Narin için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına; CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar; Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Berrin Başol, siyasi partilerin il ve ilçe başkanları, Süleymanpaşa Belediye Meclis Üyeleri, CHP Tekirdağ Kadın Kolları, Türk Kadınlar Birliği Tekirdağ Şubesi, 29 Ekim Kadınları Derneği Tekirdağ Şubesi, Muratlı Kent Konseyi ve vatandaşlar katıldı.
Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu adına basın açıklamasını Tekirdağ Kent Konseyi Başkanı Berrin Başol okurken, Başol açıklamada şunları söyledi:
BERRİN BAŞOL: “BU İNSANLIK DIŞI SUÇLAR EN SAVUNMASIZ OLAN ÇOCUKLARIMIZA KARŞI İŞLENEN EN VAHİM SALDIRILARDIR”
“Bugün burada toplumumuzu derinden sarsan ve vicdanlarımızı yaralayan iki önemli sorun hakkında sesimizi yükseltmek için bir aradayız: Çocuk istismarı ve çocuk cinayetleri. Bu insanlık dışı suçlar, en savunmasız olan çocuklarımıza karşı işlenen en vahim saldırılardır. Bir toplumun en değerli varlıkları olan çocuklarımızın maruz kaldığı her türlü şiddet, istismar ve cinayet hepimizi derinden sarsmaktadır.
Çocuk istismarı ve çocuk cinayetleri, sadece bireylerin değil, bir toplumun ahlaki ve vicdani çöküşüne işaret eden acı gerçeklerdir. Bu tür olaylar karşısında sessiz kalmak, insanlık değerlerine sırt dönmek demektir. Bilip de susmak suça ortak olmaktır. Hepimiz, bu suçlara karşı birlikte mücadele etmeli ve çocuklarımızın güvenliğini sağlamak için daha güçlü adımlar atmalıyız.
“ÇOCUKLARA YÖNELİK ŞİDDETİN HİÇBİR BAHANESİNİN OLAMAYACAĞINI BİR KEZ DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE VURGULUYORUZ”
Cezasızlık katilleri cesaretlendiriyor; her gün çocuklara, kadınlara karşı bir suç işleniyor. Bizler, çocuk istismarına ve cinayetlerine karşı daha caydırıcı ve etkili yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Yalnızca cezaların artırılması değil, bu suçları önlemeye yönelik kapsamlı eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının da acilen devreye sokulması gerektiğine inanıyoruz. Şiddeti önleyecek olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun da İstanbul Sözleşmesi de etkin uygulanmalı, katiller hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Çok üzgünüz çok öfkeliyiz ama eşit, özgür ve yaşanılır bir dünya için mücadelemizi daha da büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Toplumda çocuklara yönelik şiddetin hiçbir bahanesinin olamayacağını bir kez daha güçlü bir şekilde vurguluyoruz.
“SUSMAK HER KAYIPTAN SORUMLU OLMAKTIR”
Aileler, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve devlet, hep birlikte çocuklarımızı bu tür tehditlerden korumak için daha güçlü bir iş birliği içinde olmalıdır. Her birey, çocukların yaşam haklarını ve güvenliklerini savunma sorumluluğunu taşımaktadır. Unutmayalım ki, bir çocuğun daha bu vahşete maruz kalmaması için her birimizin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Bu trajedilere karşı sessiz kalmayacağız. Çocuklarımızı koruyacağız, adaletin yerini bulması için mücadele edeceğiz. Hep birlikte daha güvenli ve mutlu bir gelecek inşa etmek için çalışacağız. Biliyoruz ki bir ülkede kadınlar, çocuklar ve hayvanlar öldürülüyorsa o ülkenin geleceği katledilmiş demektir. Susmak, her kayıptan sorumlu olmaktır.
“NEDEN YAYIN YASAĞI GETİRİLİR?”
Narin’in öldürülmesi 7’den 70’e hepimizin yüreğini dağladı. Bizler bu acılara yabancı değiliz. Benzer acıları, kaybettiğimiz başka çocuklarda da kadınlarda da yaşadık. Narin’in acısı yüreklerimizi dağlamış, vicdanlarımızı kanatmışken 2 yaşındaki Sıla’nın istismar sonrası entübe edildiği haberi sözün bittiği yer oldu. Tacize, tecavüze uğrayan çocuklarımız maalesef en yakınları tarafından katlediliyor.
Soruyoruz Neden? Narin’i hayattayken koruyamadınız, kayboldu bulamadınız, ölümü hakkında susuyorsunuz. Bir çocuk neden öldürülür, neden kaybedilir, 20 haneli bir köyde bir çocuk 19 gün neden ve nasıl bulunamaz? Neden yayın yasağı getirilir? Narin in kayboluşu ve bulunamayışı nasıl bir Türkiye’de yaşamak zorunda bırakıldığımızın açık belgesidir.
“AİLE İÇİNDEKİ ŞİDDETİN ÜSTÜNÜ ÖRTMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Çocuk ölümlerinde, kadın ölümlerinde katil yandaşsa hele, katilin korunacağını Rabia Naz’dan öğrenmiştik, Aladağ’da yanan kız çocuklarından biliyorduk. O nedenle 19 gün boyunca her gün daha yüksek sesle sormaya devam ettik: “Narin Güran nerede?” Ataerkil zihniyet, tarikat, ataerkil sistem hep birlikte bir çocuğu daha kaybetti.8 yaşında öldürülen 19 gündür kayıp bedeni bir torbada bulunmuş bir kız çocuğunun ardından. Aileden 23 kişi şüpheli olarak gözaltındayken. Yayın yasakları ile gizlilik kararları ile eril şiddetin üstünü örtemeyeceksiniz. Aile ve sosyal politikalar bakanına soruyoruz: “Aile içinde kadına, çocuğa yönelen ataerkil şiddeti “güçlü kutsal aile söylemleri ile savunmaya devam mı edeceksiniz?” Şüphelilerin hepsi Narin’in en yakınındaki kişiler. Kız çocuklarının cenazelerinin üzerine gelinlik örterek kutsal aile içindeki şiddetin üstünü örtmenize izin vermeyeceğiz.
“GELDİĞİMİZ TÜRKİYE BU”
Narin doğduğu evde ve doğduğu aile tarafından katledildi. Narin’in öldürülmesi saklanan örtbas edilen sindirilerek yok edilen, başka ölümleri de gün ışığına çıkardı. Narin’in ablası da ölmüştü, bir kuzeni intihar sonucu öldüğü söyleniyor, bir diğer kuzeni intihar etmeye çalıştı ve engelli biri olarak yaşamaya çalışıyor. Bu gerçekler Narin’in katledilmesi ve bunun peşini bırakmayan kadınlar sayesinde ortaya çıktı. Geldiğimiz Türkiye bu. Bakanlık nerede, koskoca kurumlar nerede, yargı ve kolluk nerede diye artık sormayacağız. Narin’in kaybolmasından sonra gerekli tedbirler alınmadı, arama çalışmalarında AKP’li bir milletvekili “Aileyle 40 yıllık dostluğumuz var diyerek” açıkça faillere referans oldu. Bilmedikleri ise kadınlar direnmeye ve birbirleri ile dayanışmaya ve birbirlerine güç olmaya devam edecekler. Kendi yaşam hakkımızı kimseye emanet etmeyeceğiz ve kimseden yaşam hakkımız için izin istemedik, istemeyeceğiz de.
“YAŞAMAK VE BİRBİRİMİZİ YAŞATMAK İÇİN DİRENECEĞİZ VE KENDİMİZİ SAVUNACAĞIZ”
Tüm kadınlara çağrımızdır kendimizi ve yanımızda olan her kadının gözü kulağı ve sesi olacağız. Zira yaşam hakkımızı, en temel haklarımızı güvence altına alacak hiçbir kurum YOK! Yaşamak ve birbirimizi yaşatmak için direneceğiz ve kendimizi savunacağız. Çocuklarımızın korunması için gerekli her türlü önlemin alınması adına toplumun her kesimini duyarlılığa ve ortak hareket etmeye davet ediyoruz. Çocuklar bizim geleceğimizdir ve onların haklarını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ” Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” sözünü rehber edinen bizler bir Narin ve Sıla olayı daha yaşanmaması için çocukları da kadınları da doğayı dahayvanları da Tekirdağ Kadın Dayanışma Platformu olarak her türlü mücadeleyi büyük bir kararlılıkla sürdüreceğiz.”
EGEMEN GÜRCÜN: “SILA’NIN SESSİZ ÇIĞLIĞI HER GÜN VİCDANLARIMIZDA YANKILANACAK”
Basın açıklamasından sonra kısa bir konuşma yapan Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün; “Sıla bebek için yasal ve fikri takibimiz devam ediyor. İlerleyen zamanlarda davaya dönüşmesi durumunda Tekirdağ Barosu ve Avukatları Sıla bebeğe sahip çıkacak. Bu şehrin bir Barosu var. Bu şehrin avukatları var. Bu şehirde yaşayan her bir vatandaşın hakkını hukukunu da bu avukatlar koruyacak. Unutulmasın Narin’in ışığı karanlıkta kalmayacak! Sıla’nın sessiz çığlığı da her gün vicdanlarımızda yankılanacak, asla da susmayacak! Biz, Tekirdağlılar olarak bir daha bu tür olaylar yaşanmaması adına ilimizde, ülkemizde alınması gereken tüm önlemlerin alınması için bir kez de buradan çağrı yapıyoruz; eğer çocuk koruma kanunu etkin uygulanırsa, eğer 6284 etkin kullanılırsa ve ne yazık ki bir gecede çıktığımız İstanbul Sözleşmesi geri getirilirse, inanın değerli Tekirdağ halkı bu insanlarımız, halkımız, çocuklarımız güçlü bir geleceğe yürürler. Bizlerin onlara sağlam ve güçlü bir gelecek kurma yükümlülüğümüz var. Her bir bireyin bu yükümlülüğü var. Sadece bugün değil bundan önce de bu yükümlülük vardı. Bundan sonra da olacak. Ben, Tekirdağ halkındaki bu bilinci ve cesareti bugün burada gördüm. İyi ki varsınız, sağ olun, var olun!” ifadelerinde bulundu.
Özlem Gürakar
GÜVEN TEKİRDAĞ GAZETESİ – TEKİRDAĞ CANLI HABER