CHP TEKİRDAĞ BALKAN MASASI MÜBADELENİN 100. YILI DOLAYISIYLA ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ - Tekirdağ Canlı HaberTekirdağ Canlı Haber

30 Kasım 2023 - 14:42

CHP TEKİRDAĞ BALKAN MASASI MÜBADELENİN 100. YILI DOLAYISIYLA ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ

reklam
CHP TEKİRDAĞ BALKAN MASASI MÜBADELENİN 100. YILI DOLAYISIYLA ANMA PROGRAMI DÜZENLEDİ
Son Güncelleme :

30 Ocak 2023 - 14:07

183 views
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ İl Başkanlığı Tekirdağ Balkan Masası, mübadelenin 100. Yılı dolayısıyla Süleymanpaşa Sahili’nde anma programı düzenledi.

Sahil dolgu alanda toplanan partililer saygı duruşunda bulunup İstiklal Marşımızı hep bir ağızdan seslendirirken günün anlam ve önemini belirten konuşmayı CHP Tekirdağ Kadın Kolları İl Başkanı Balkan Masası Sorumlusu Nurten Yontar gerçekleştirdi.

Göç tarihinin en hazin olayı olarak geçen mübadele ile ilgili Yontar konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“GERİYE ASLA DÖNEMEYECEK OLMANIN ACISIYLA YOLA ÇIKTILAR”

“30 Ocak 2023, Türk-Yunan Ahalinin Mübadelesine Dair Sözleşme’nin 100. Yıl Dönümü… Bundan tam 100 yıl önce, 30 Ocak 1923 tarihinde, Lozan Antlaşmasına ek olarak yapılan Türkiye Cumhuriyeti ile Yunan hükümeti arasında,Türkiye’de yerleşik Rum Ortodokslar ile Yunanistan da yerleşik Türk-Müslümanların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Yaklaşık 2 milyona yakın Müslüman ve Hıristiyan’ın hukuki olarak bir daha evlerine/ata topraklarına asla geri dönemeyeceklerinin dramı, hayata tutunma mücadelesi, ürkekliği, belirsizliği ve sonrasında ölene dek süren acılar…

Mübadele kapsamına giren kişiler arasındaki ayrımın ana kıstası, ırk ya da dil değil, din olmuştur. Türkiye’den Yunanistan’a gönderilenler Türkçe’den başka dil bilmeyen Türk Ortodoks Hristiyan Gagavuzlar ile Karamanlı Ortodokslar olmuştur. Yunanistan’dan gelen Türk Müslümanların yanında, Bulgarca, Makedonca konuşan Müslümanlar, Rumence konuşan Utahlar, yunanca konuşan patriyotlar ve kendi dillerinde konuşan Arnavutlar da yer almıştır.

Mübadele Sözleşmesine Batı Trakya’da( Karasu ve Meriç nehirleri arası) yaşayan Müslüman Türkler ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada da ikamet eden Ortodoks Hristiyanlar dahil edilmemiştir. Sayısal bakımdan dünyanın büyük ölçekli göçleri arasında yer almasının yanı sıra, anlaşmaya dayalı olması, zorunlu ve karşılıklı oluşu ve geri dönüş yolunun kapalı olması nedeniyle Mübadele kendine özgüdür.

“BAŞARILI BİR İSKAN POLİTİKASI GERÇEKLEŞTİRİLEMEDİ”

Yanya, Drama ve Kavala’dan günlerce at arabalarıyla yapılan yolculuk sonrası iskelelerde haftalarca gemi bekleyen ve günlerce süren gemi yolculuğuyla limanlara ulaşan Türklerin hikâyesi…Bu limanlardan olan Tekirdağ Limanı, doğdukları toprakları bırakıp giden ve yeni bir hayat kurmak için gemiler dolusu gelen insanların acılarına tanıklık eden bir kapı olmuştur. Türkiye Cumhuriyetine gelen mübadiller daha çok Yunanistan Makedonya’sı olarak adlandırılan Drama, Serez, Kavala, Selanik, İskeçe, Yanya, Girit ve Midilliden gelmişlerdir. Türkiye’ye gelen mübadiller Rum azınlığın ayrılışı ile boşalan yerlere yerleştirilmişlerdir. Yoğun olarak iskan edildikleri şehirler Adana, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çanakkale, Edirne, İzmir, Kırklareli, Kocaeli, Manisa, Mersin, Samsun ve Tekirdağ olmuştur.

1912 yılından 1924 yılına kadar 12 yıl Yunanistan Devleti yönetimi altında çeşitli facialar yaşayan mübadillerin, Türkçe’yi rahatça konuşabildikleri ve ibadet edebildikleri anavatanlarına kavuşma sevinçleri mübadele sırasında yaşadıkları travmaları yok saymada önemli bir rol oynamıştır… Mübadelenin en önemli sonuçları ise psikolojik , sosyal ve ekonomikti. İki milyona yakın nüfus doğup büyüdükleri, ekip biçtikleri toprakları, evlerini, kutsal mekanlarını, sevdiklerinin mezarlarını yani geçmişlerini terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Bu acı her iki milletin de evlatlarının yaşadığı çift taraflı bir acı olmuştur. Bunlar psikolojik travmalara neden oldu. Uyum sorunu özellikle Yunanistan’a göç eden Rumlar arasında yaşandı ve bu mübadillerin büyük çoğunluğu Avrupa ve Amerika’ya göç etmek zorunda kaldı. Mübadiller Yunanistan da barınma problemleri de yaşadı. Yunanistan’ı terk eden Müslümanların evlerine ancak %40 ı yerleştirilebildi. Gelen ve giden mübadillerin sosyal durumları da farklıydı. Türkiye’den giden mübadillerin büyük kısmı şehirli, Yunanistan’dan gelenler köylüydü. Savaştan henüz yeni çıkmış olan Türkiye, Türk mübadillerin iskânında olağanüstü çaba sarf etmesine rağmen başarılı bir iskan politikası gerçekleştiremedi.

“ÇEKİLEN ACILAR ORTAKTI”

3 Aralık 1923 gününde İzmir’e gelen ilk kafile için, Ahenk Gazetesi şunları yazmıştır: “Geliyorlar. Kurtularak, kurtarılarak geliyorlar. Her şeylerini, babalarının henüz toprakta kaybolmayan bedenlerini, şehitlerinin kanlı cesetlerini terk ederek geliyorlar. Onları hürmetle, muhabbetle, şefkatle karşılayalım. Bağrımıza basalım. Çok acı görmüş ruhlarına teselli olalım. Zalim düşmanın kahırlarıyla harab olanların ruhlarına teselli olmak en büyük saadettir…”

Zorunlu göç, yalnızca göç eden insanlara değil, göç edilen toplumda da büyük bir ekonomik yük getirmiştir. Bu sıkıntıları yalnızca göç edenler değil, göç edilen yerdeki insanlar da yaşamıştır. Mübadeleden bu yana 100 yıl geçmesine rağmen hala her iki ülkede yaşayan mübadillerin çocukları, torunları, atalarının yaşadığı, yurt edindiği toprakları ziyaret ederek duygulanıyor. Acının dini, dili, milleti yoktur. Bu da çekilen acıların ortak olduğunu göstermektedir.

Bu vesileyle başta Ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile savaşlarda, göç yollarında ve terör saldırılarında yaşamlarını yitirenleri saygı ve rahmetle anıyor, çekilen bu acılar bir daha yaşanmasın diyorum.”

DENİZE KARANFİL BIRAKTILAR

CHP Tekirdağ Kadın Kolları İl Başkanı Balkan Masası Sorumlusu Nurten Yontar’ın konuşmasının ardından program savaşlarda ve göç yollarında yaşamlarını yitirenlerin anısına denize karanfil bırakılması ile sona erdi.

TEKİRDAĞ CANLI HABER

reklam

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam
reklam