
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, Türkiye’de çocuk suçluluğunun geldiği vahim tabloya dikkat çeken kapsamlı bir konuşmayla TBMM Genel Kurulu’nda adeta alarm verdi. Taşçı, çocukların suça sürüklenmesindeki artışın rastlantısal değil, sosyo-ekonomik, kültürel ve güvenlik eksenlerinde büyüyen çok katmanlı bir kriz olduğunu belirterek, “Bu ülkede artık suçu bir geçim kapısı, bir saygınlık göstergesi, bir zenginleşme yolu olarak seçen çocuklar var. İtilen değil; suçu tercih eden çocuklardan bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.
“10 Yaşındaki Çocuğun 361 Sabıkası Vardı… 11 Yılda Hiçbir Sorunu Çözemedik”
Konuşmasına 2014’te kamuoyunda geniş yankı uyandıran bir olayı hatırlatarak başlayan Taşçı, İstanbul’da bir turistin cep telefonunu çalarken yakalanan 10 yaşında bir çocuğun 361 suç kaydı bulunduğunu söyledi. Taşçı, “Bu veriyle yüzleşeli 11 yıl oldu. O gün şoke olduk, bugün ise tablo daha da vahim. Çocukların işlediği suç oranları her yıl hızla artıyor. Önleyici hiçbir mekanizma kurmadığımız için 11 yıldır bu ülkenin çocukları karanlığa itiliyor” dedi.
“Bir Yılda 202 Bin Çocuk Suç İşledi; 279 Bin Çocuk Suçun Mağduru Oldu”
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 202 bin 785 çocuğun suç işlediğini, 279 bin 620 çocuğun ise suçtan mağdur olduğunu söyleyen Taşçı, bu rakamların Türkiye’de çocuk suçluluğunun yalnızca bir adli dosya sorunu değil, toplumsal bir yara olduğunu gösterdiğini ifade etti.
“Suç işleyen çocukların kayda değer bir bölümü daha önce bir suçun mağduru. Travmaları onarılmazsa suçlulaşma kaçınılmaz hâle geliyor” dedi. Selcan Taşçı konuşmasında çocuk suçluluğunun yalnızca bireysel tercihlerden ibaret olmadığını; yoksulluk, şiddet, göç, rol model eksikliği, dijital mecralar ve hatta terör örgütleri gibi birçok alanın çocuklar üzerinde etkili olduğunu uzun uzun anlattı.
Aile İçi Şiddet Ve Suç Kültürünün Aktarımı
Türkiye’de bir yılda 400’den fazla kadının öldürüldüğünü hatırlatan Taşçı, “Şiddetin gölgesinde büyüyen çocuk, şiddeti çözüm olarak görmeye başlar. Suçun ev içinde normalleştiği bir ortamda çocuğun suça sürüklenmesi kaçınılmazdır” dedi. Ayrıca ebeveynlerin suç geçmişlerinin çocuk üzerinde belirleyici olduğuna dikkat çekti.
Yoksulluk: Ab Birincisi Türkiye
Türkiye’nin çocuk yoksulluğunda %39,5 ile Avrupa birincisi olduğunu vurgulayan Taşçı, yoksulluğun çocukları hem suça hem de suç örgütlerine açık hâle getirdiğini söyledi.
Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) programından yararlanan çocuk sayısının her yıl arttığını hatırlatarak, “Bu artış bir sosyal politika başarısı değil; yoksulluğun derinleşmesinin göstergesidir” dedi.
Çocuk İşçiliği Ve Ölümler: “Her Yıl %50–70 Artıyor”
Türkiye’de çocuk işçiliği ve buna bağlı iş cinayetlerinin 2013’ten bu yana en istikrarlı artış eğrisine sahip alanlardan biri olduğunu belirten Taşçı, “Her yıl yüzde 50 ile 70 arasında artış var. Bu çocuklar sokakta değil, çalışma hayatında kayboluyor” diye konuştu.
Tekirdağ’da kaçak çalıştığı tuğla fabrikasında yanarak ölen 16 yaşındaki Mustafa örneğini aktararak, “Bu çocuk okulda olmalıydı, fabrikada değil” dedi.
Göç Ve Aidiyet Boşluğu: 3 Milyon Göçmen Uyarısı
Göç İdaresi verilerine göre Türkiye sokaklarında yaklaşık 3 milyon göçmenin bulunduğunu ifade eden Taşçı, bunların önemli bir bölümünün kayıtsız veya risk grubunda olduğuna dikkat çekti. “Ne kimlikleri belli, ne niyetleri. Bir kısmıyla suç örgütleri aracılığıyla tanışıyoruz; çocuklarımızın katili, uyuşturucu satıcısı, hatta tecavüzcüsü olarak” dedi.
“Rol Modeli Olmayan Çocuklar Mafya Kültürüne Yöneliyor”
Taşçı, siyasilerin organize suç örgütleriyle verdiği pozların topluma kötü örnek olduğunu söyledi: “Mafyacılığı ‘devletin hassas görevi’ diye ifade eden bakanlar var. Mafya elebaşlarıyla poz vermeyen siyasetçi neredeyse yok. Anti-kahramanlık, çocuklara cazip geliyor.” Bu kültürün, çocukların suç örgütlerini birer güç odağı olarak görmesine neden olduğunu söyledi.
Madde Bağımlılığı: Kullanıcı Yaşı 8’e Düştü
Türkiye’de madde bağımlılığının kritik boyuta ulaştığını belirten Taşçı, “Bağımlı sayısı 2 milyonu aştı ve kullanıcı yaşının 8’e kadar düştüğü konuşuluyor. Bu tabloyla mücadele edilmezse çocuk suçluluğu kaçınılmazdır” dedi.
Dijital Platformlarda Suç İlanları: “Tetik Düşürülür, Fiyat Alınır”
Sosyal medyada suçun özendirildiğini, tetikçilik ilanlarının dolaştığını, “suç tarifelerinin” açıkça paylaşıldığını belirten Taşçı, dijital denetimsizliğin çocukları erişilmez bir suç ağı içine çektiğini söyledi.
Taşçı, Çocuklar Terör Örgütlerinin Radarında “Yüzde 159’luk Korkunç Artış”
Taşçı, çocukların suça sürüklenmesinde terör örgütlerinin payının özellikle göz ardı edildiğini belirterek çarpıcı veriler paylaştı.
“2012’den sonra terör örgütlerinin çocuk militan sayısı %159 arttı. PKK militanlarının %54’ü 14–25 yaş arasında, Bu grubun %36’sı 18 yaşın altında, yani çocuk. Bu çocuklar uyuşturucu satıyor, intihar bombacısı oluyor, cinsel köle olarak kullanılıyor ve bugün artık büyük şehirlerde çeteleşiyorlar” dedi.
“Bazı Çocukların Hayali Cezaevine Girmek”
Tekirdağ’da Belediye Meclis Üyesi Mustafa Can Ekiciler’in öldürülmesini hatırlatan Taşçı, faili olan çocuktan duyulan bir ifadeyi aktardı: “Cezaevinin önünden geçerken ‘Bir gün mutlaka buraya gireceğim’ diyormuş.” Taşçı, bu ifadenin Türkiye’de çocukların suç dünyasını nasıl bir “terfi ve itibar alanı” olarak görmeye başladığını gösterdiğini söyledi.
İyi Parti’den Komisyon Çağrısı: “Biz Gövdemizi Koyuyoruz”
Adalet Bakanlığı verilerine göre çocuklara karşı işlenen suçlarda 9 bin 87 sanığa HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı verildiğini aktaran Taşçı, “Cezasızlık en büyük teşvik. Bu kararlar suçu değil, suça yönelmiş çocuğu büyütüyor” dedi. Taşçı, İYİ Parti Grubu’nun çocuk suçluluğunun araştırılması için Meclis’te komisyon kurulması yönündeki tekliflerini yineleyerek, “Bu komisyon yalnızca infaz tartışması için değil, suça giden tüm yolları kapatmak için kurulmalı” dedi.
TEKİRDAĞ CANLI HABER

-->